Meşhur ve Büyük Seyyidler ve Şerifler (Alfabetik olarak)
ABDULLAH HADDÂDÎ
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Abdullah olup babasının ismi Alevî'dir. Evlâd-i Resûl olup, seyyiddir. 1634 (H. 1044) senesi Safer ayının beşinde Pazartesi günü Yemen'in Terîm şehrinde doğdu. 1720 (H. 1132) senesi Zilkade ayının yirmi üçünde Salı günü akşamı Terîm'de vefât etti.
ABDULLAH BİN HIDIR EZ-ZAĞBÎ
Kerâmetleriyle meşhûr velî. Doğum târihi bilinmemektedir. 1900 (H.1318) senesinde vefât etti. Beyrut ve Trablus'ta yaşamıştır. Trablusşam'ın beldelerinden Akka'nın Hayzuk köyündendir. Nesebi Seyyid Abdülkâdir Geylânî hazretlerine dayanır. Tasavvufta da onun yolu olan Kâdirî tarîkatında yetişip kemâle ermiştir.
Bulunduğu köyün ahâlisi su ihtiyâcını büyük bir ağacın altındaki pınardan karşılardı. Pınarın başında bulunan ağaca büyük bir yılan yerleşmişti. Ahâli su almaya yaklaşırken bu korkunç yılan hücum ediyor su alamıyorlardı. Köy halkı çâresiz kalıp durumu Şeyh Abdullah hazretlerine arzettiler. Bunun üzerine ahâliyi toplayıp pınara gitti. Herkesin korku ile seyrettiği koca yılana ağaçtan inip gitmesi için bağırdı. Yılan ağaçtan indi ve oradan uzaklaştı. Bir daha da görünmedi. Ahâlî suyunu rahatça aldı.
ABDULLAH-I ŞEMDÎNÎ
Sitemizde SİLSİLE-İ ALİYYE 2 ‘de anlatılmıştır.
Lütfen oradan okuyun bu büyüğümüzü.
ABDURRAHMÂN ARVÂSÎ
Anadolu'da yetişen büyük âlim ve velîlerden. Seyyiddir, yâni hazret-i Hüseyin'in evlâdındandır. İsmi, Abdurrahmân, babasının ismi Seyyid Abdullah'tır. Âlim-i Arvâsî, Kutb-i Arvâsî, Abdurrahmân Kutub lakablarıyla da bilinmektedir.
Zamânının kutbu idi. Hicrî onikinci asrın ikinci yarısında Arvas'ta doğdu. On üçüncü asrın ilk yarısında vefât etti. Kabri Van'ın Hoşab (Güzelsu) kazâsındadır. Ziyâret olunur ve bereketlerinden istifâde edilir. Hacet sâhipleri murâdlarına, isteklerine kavuşur.
Şeceresi şöyledir: Seyyid Abdurrahmân bin Abdullah bin Muhammed bin MuhammedŞehâbeddîn bin İbrâhim bin Âlim-i Rabbânî Cemâleddîn bin Kemâleddîn bin Kutub Muhammed bin KâsımBağdâdî'dir.
Geniş bilgi sitemizde kendi ismiyle uzun uzun anlatılmaktadır. Lutfen oradan okuyunuz. Neslini şerefli torunlarını tanıyınız.
ABDURRAHMÂN MAĞRİBÎ
Büyük velîlerden. İsmi Abdurrahmân bin Ahmed bin Muhammed bin Abdurrahmân bin Ahmed el-İdrisî'dir. Hazret-i Hasan soyundan olup, şerîflerdendir. 1614 (H.1023) senesinde Mağrib (Fas) beldelerinden Miknâset-üz-Zeytün denilen yerde doğdu. Zamânının teki ve evliyânın seçilmişlerinden idi. 1674 (H.1085) senesi Zilkâde ayının on yedinci günü vefât etti. Vasiyeti üzerine Bender'de Seyyid Sâlim dergâhına defnedildi.
ABDÜLAZÎZ DEBBAĞ;
Fas'ta yaşayan evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdülazîz bin Mes'ûd Debbağ'dır. Soyu hazret-i Ali efendimize dayanmakta olup hem şerîf, hem de seyyiddir. 1679 (H.1090) senesinde Fas'ta doğdu. 1720 (H.1132) senesinde doğduğu yerde vefat etti.
ABDÜLGAFÛR DEDE (Seyyid)
Adana-Karataş yolu üzerinde bulunan Mihmandar (Doğankent) köyünde medfundur. Aslen Siverekli olan Abdülgafûr Dede uzun süre halka doğru yolu anlattıktan sonra 1926 yılında vefât etmiştir. Halen 80 yaşında bulunan kızı Adana'da yaşamaktadır. Adana yöresi halkının sık sık ziyâret ettiği Abdülgafûr Dede'nin kabrine ziyârete gelip iki gün kalan yaşlı âmâ bir kadının gözlerinin açıldığı yöre halkı tarafından anlatılmaktadır.
ABDÜLGAFÛR HÂLİDÎ MÜŞÂHİDÎ
Büyük İslâm âlimi ve evliyâ. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerinden. İsmi, Abdülgafûr'dur. Hazret-i Hüseyin efendimizin soyundan olup, seyyiddir. Hâlidî, Müşâhidî ve Bağdâdî nisbeleriyle bilinir. Doğum ve vefât târihleri bilinememektedir. Bağdad'da yaşamıştır.
ABDÜLHAKÎM ARVÂSÎ HAZRETLERİ
(Kuddise Sirruh)
(Sitemizde SİLSİLE-İ ALİYYE 2’ de anlatılmaktadır. Lütfen oradan okuyunuz)
ABDÜLKÂDİR BERZENCÎ HAYDERÎ
Büyük İslâm âlimi ve evliyâ Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin talebelerinden. İsmi Abdülkâdir olup, Berzencî ve Hayderî nisbeleriyle meşhûr olmuştur. Hazret-i Hüseyin'in soyundan olup, seyyiddir. Kaynaklarda hayâtı hakkında yeterli bilgi mevcut değildir. On dokuzuncu yüzyılda Irak'ta yaşamıştır.
ABDÜLKÂDİR CEZÂYİRÎ
Mücâhid velîlerden. 1807 (H.1222) senesinde Recep ayının yirmi üçüncü günü Cezâyir'in Maasker vilâyetinin Kaytana köyünde doğdu. Şeriflerden olup soyu hazret-i Ali'nin oğlu hazret-i Hasan efendimize dayanmaktadır.
Gavs-i Samedanî
SEYYİDABDÜLKÂDİR GEYLÂNÎ
Evliyânın büyüklerinden. Künyesi, Ebû Muhammed'dir.
Muhyiddîn, Gavs-ül-a'zam, Kutb-i Rabbânî, Sultân-ul-evliyâ, Kutb-i a'zam gibi lakabları vardır. İran'ın Geylân şehrinde 1078 (H.471)de doğdu. Babası Ebû Sâlih bin Mûsâ Cengîdost'tur. Hazret-i Hasanın oğlu Hasan-ı Müsennâ'nın oğlu Abdullah'ın soyundandır. Annesinin ismi Fâtıma, lakabı Ümm-ül-hayr olup seyyidedir. Bunun için Abdülkâdir Geylânî, hem seyyid, hem şerîfdir. Hazret-i Hüseyin'in evladına seyyid, hazret-i Hasan'ınkine şerîf denir.
(Geniş Bilgi sitemizdeBAZI BÜYÜKLER bölümünde yazılıdır. Lütfen oradan okuyunuz)
ABDÜLKERÎM CÎLÎ
Bağdad'da yetişen İslâm âlimlerinden ve büyük velîlerden. Ehl-i sünnet âlimlerinin ve evliyânın en büyüklerinden olan Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin torununun oğludur. İsmi, Abdülkerîm bin İbrâhim bin Abdülkerîm el-Cîlî el-Kâdirî olup, lakabı
Takıyyüddîn'dir. 1365 (H.767) senesinde Bağdad'a bağlı Ciyl kasabasında doğdu. 1428 (H.832) senesinde vefât etti.
ABDÜLVEHHÂB BUHÂRÎ
Hindistan'da yaşayan evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdülvehhâb'dır. Buhârî nisbetiyle bilinir. Seyyid Celâl Buhârî'nin torunlarındandır. Seyyid Celâl'in, Seyyid Ahmed ve Seyyid Mahmûd adında iki oğlu vardı. Abdülvehhâb-ı Buhârî, Seyyid Ahmed'in oğullarındandır. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 1525 (H. 932)'de Delhi'de vefât etti. Kabri, Şâh Abdullah'ın kabri yanındadır.
ABDÜRRAHÎM ARVÂSÎ;
Osmanlılar zamânında Anadolu'da yetişen velîlerden. Seyyid Abdullah Arvâsî hazretlerinin oğludur. Hazret-i Hüseyin soyundan olup seyyiddir. Nesebi, Abdurrahîm bin Abdullah bin Muhammed bin Muhammed Şehâbeddîn bin İbrâhim bin Âlim-i Rabbânî Cemâleddîn bin Kemâleddîn bin Kutub Muhammed bin Kâsım Bağdâdî'dir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1786 (H.1200) senesinde vefât etti. Onun sohbetlerine yüzlerce kimse katılıp faydalanıyordu. Bu sohbetlerinde Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin Mesnevî'sinden de parçalar okutuyordu. Böyle sohbet meclislerinden birinde Mesnevî okunurken, orada bulunan İran ahondlarından (mollalarından) biri Mevlânâ'yı ve Mesnevî'yi küçültücü ve tahkir edici maksatla, bildiği hâlde "Ne okuyorsun?" diye sordu. Abdürrahîm Arvâsî hazretleri; "Mesnevî okuyoruz."
buyurdu. İranlı ahond cevap olarak; "Meşnevî (dinlemeye değmez)." dedi. Bu söze dingayreti kabaran ve son derece hiddetlenen Abdürrahîm Arvâsî hazretleri Mesnevî-yi şerîfi rastgele açıp İranlı ahonda; "Şu beyti oku!" buyurdu. İranlı ahond;
"Mesnevî ra meşnevî mehan Ey sek-i gürgîn bed kerdeî"
yâni Mesnevî'yi meşnevî okuma, ey uyuz köpek kötü bir iş yaptın, meâlinde beyti istemeyerek okuyuverdi. Bu manâlı beyân karşısında ahond ve meclistekiler dehşete kapıldılar. Ahond söyleyecek söz bulamadı. Arslan yuvasına düşmüş, zavallı tilki gibi titremeye başladı. Sonra mecliste bulunanlar Mesnevî'den bu beyti aradıklarında bulamadılar. . Seyyid Abdülazîz hazretleri 1880 (H.1297)'de vefât etmiştir. Kabri Yukarı Doğubâyezîd'de babasının yanındadır.
ABDÜRREZZÂK ALİ EFENDİ
Anadolu evliyâsından. 1842 (H.1258) yılında Erzurum'da doğdu. Babası Erzurum Nakîb-ul-eşrâfından olup, seyyidlerden Gadâyîzâde Muhammed Efendidir. Nesebi Peygamber efendimize ulaşır. İlimde çok kuvvetli olduğundan, İlmî mahlasını kullanırdı.
ABDÜSSELÂM BİN MEŞÎŞ HASENÎ;
Fas evliyâsından. Ebü'l-Hasan Şâzilî'nin hocası. Künyesi, Ebû Muhammed'dir. Peygamber efendimizin mübârek soyundandır. Hazret-i Hasan'ın soyundan olduğu için Hasenî denmiştir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1228 (H. 625) senesinde şehîd oldu.
ÂDEM-İ BENNÛRÎ
Hindistan'ın büyük velîlerinden. İsmi Âdem-i Bennûrî olup, seyyiddir. Aslen Reveh beldesindendir. Büyük annesi Afganistanlıdır. Bir vesîle ile Serhend'in kasabası olan
Bennûr'a gelip yerleşmişlerdi. Doğum târihi bilinmemektedir.
Âdem-i Bennûrî'nin muhterem vâlidesi, bu yüksek oğluna hâmile iken rüyâsında, bâzı nûrânî zâtların, hikmet dolu bir kandili yakıp evin tavanına astıklarını ve bu kandilden etrâfa nûr yayıldığını gördü. Bu rüyâsını zevcine anlattığında; "İnşâallah senden nûrânî bir çocuk dünyâya gelecektir." dedi.
Âdem-i Bennûrî önceleri İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin halîfelerinden olan Hâce Hıdır'dan feyz aldı. Yüksek hâller hâsıl oldu. Bu hâllerini Hâce hazretlerine arzetti. O da buyurdu ki: "Bundan başkası bende yoktur. Senin bundan sonraki yetişmen, ilerlemen, İmâm-ı Rabbânî hazretlerine havâle olundu. Şimdi onun huzûruna gidiniz." Âdem-i Bennûrî, Hâce Hıdır'ın işâreti ile İmâm-ı Rabbânî hazretlerinin huzurlarına kavuştu.
AHMED-İ BEDEVÎ
Mısır evliyâsından. İsmi Ahmed olup babasının adı Ali'dir. Nesebi Peygamber efendimize ulaşır. Künyesi Ebü'l-Fityan ve Ebü'l-Abbas, lakabı ise Şihabüddîn'dir. Seyyid-i Bedevî diye tanınır. Annesinin ismi Fatma binti Muhammed'dir. 1200 (H.596)'de Fas'ta doğdu. Yüzü büyükçe ve gözleri sürmeliydi.
Seyyid Ahmed-i Bedevî her an Allahü teâlâyı düşünür, O'nun muhabbetinin ve heybetinin tesiri ile kendinden geçmiş olarak gözlerini semâya diker, gece gündüz öyle kalırdı. Kırk gün ve daha ziyâde bir şey yiyip içmez ve uyumazdı. Gözlerinin karası, bir ateş koru halindeydi. Ahmed-i Bedevî, umûmiyetle evinin damında bulunur, orada ibâdet ve tâatle meşgûl olurdu.
Bunun için ona talebe olanlara "Sütûhî" veya "Eshâb-ı sath" denirdi. Bu sebeple Seyyid Ahmed-i Bedevî, Seyyid Ahmed-i Sütûhî diye de tanındı.
Bir adam omuzunda süt dolu kap ile Ahmed-i Bedevî hazretlerinin yanından geçerken, Ahmed-i Bedevî, parmağı ile kabı işâret eder etmez, kap yere düşüp süt tamâmen döküldü. Bu hâle canı sıkılan adam, yere dökülen süte bakınca, içinde şişmiş bir yılan gördü. Bu hâli farkedince çok sevindi. Çünkü, kendisi ve çocukları, muhakkak bir ölümden kurtulmuşlardı. Bu lütfundan dolayı Allahü teâlâya hamd ve Ahmed-i Bedevî hazretlerine teşekkür etti.
Ahmed-i Bedevî 1276 (H.675) senesinde Mısır'ın Tanta şehrinde vefat etti. Kabr-i şerîfi üzerine yapılan türbede her sene düzenlenen toplantılarda Mevlid-i şerîf ve Kur'ân-ı kerîm okunması âdet oldu. Ahmed Bedevî hazretlerinin kerâmetleri vefâtından sonra da devam etti.
AHMED BİN İDRÎS
İdrîsiyye tarîkatının kurucusu. Evliyânın büyüklerindendir. İsmi Ahmed bin İdris Hasenî, künyesi Ebü'l-Abbas'dır. Hazret-i Hasan soyundan yâni şerîflerdendir. 1758 (H.1172)'de
Fas'ın Atlantik sâhilindeki Arâiş bölgesinde bulunan Meysûr'da doğdu. 1837 (H. 1253)'de Yemen'in Subye köyünde vefât etti.
AHMED MEKKÎ EFENDİ
Âlim, ârif, veliy-yi kâmil olan Seyyid Abdülhakîm Arvâsî'nin büyük oğlu. Annesi büyük velî, kerâmetler sâhibi, Seyyid Fehîm-i Arvâsî hazretlerinin büyük oğlu M.Reşid Arvâsî'nin kızı Âişe Hanımdır. 1896 (H.1314) yılında Van'ın Başkale kazâsında doğdu. 1967 (H.1387) yılında vefât etti. Ankara’da Bağlum’da yüksek babasının yanında medfundur.
AHMED NÛBÂNÎ
Kudüs'te yetişen büyük velîlerden. İsmi Ahmed bin Abdullah Nûbânî'dir. Evliyânın şâhı Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin neslindendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Güzel hâlleri ve kerâmetleriyle tanındı. 1904 (H.1322) senesi Kudüs yakınındaki Mezra' köyünde vefât etti.
AHMED BİN OSMAN ŞERNÛBÎ
On altıncı yüzyılda yaşayan evliyâdan. İsmi Ahmed bin Osman'dır. Künyesi Ebü'l-Abbâs, lakâbı Şihâbüddîn'dir. Nesebi hazret-i Ali'ye ulaşır. Tarîkat silsilesi ise Şeyh Muhammed Şehâdî vâsıtasıyla Seyyid İbrâhim Burhâneddîn Düsûkî'ye dayanır. Mısır'ın Şernûb kasabasında doğduğu için Şernûbî nisbesiyle bilinir. Doğum ve vefât târihleribilinmemektedir. Antalya civârında bir yerde vefât etti. Orada defnedildi.
AHMED RAÛFÎ
İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerinden ve seyyiddir. 1653 (H.1063) senesinde İstanbul'da doğdu. Seyyid Ahmed Efendi, asrının büyük âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri öğrendi. İlim tahsîlini tamamladıktan sonra, Üsküdar Kapı Ağası Medresesi müderrisliğine tâyin edildi. Bu sırada1757 (H.1171) senesinde Üsküdar'da vefât etti ve Koca Sinan Paşa Câmii bahçesine defn edildi.
AHMED RIFÂÎ
Büyük velîlerden. İsmi ve nesebi; Ahmed bin Sultân Ali bin Yahyâ bin Sâbit bin Ebü'l-Fevâris Hâzım Ali bin Ahmed Murtezâ bin Ali İşbilî bin Rüfâe Hasan bin Mehdi bin Muhammed bin Hasan bin Ahmed Sâlih bin Mûsâ bin İbrâhim Murtezâ bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin AliZeynel Âbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib'dir (r.anhüm). Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir. Anne tarafından da nesebi hazreti Hâlid bin Zeyd Ebû Eyyûb el-Ensârî'ye dayanır. Bu yüzden kendisine Ebü'l-Alemeyn, iki sancak sâhibi künyesi verilmiştir. Ebü'l-Abbâs da denir. Benî Rıfâe kabîlesine mensûb olduğu için Rıfâî nisbeti ile meşhur oldu.
Ahmed Rıfâî hazretleri doğmadan önce dayısı büyük âlim Mensûr Betâihî bir gün rüyâsında Peygamber efendimizi gördü. Ona; "Ey Mensûr! Kız kardeşin, kırk gün sonra Ahmed isminde bir çocuk dünyâya getirecek. Bu çocuğu, Aliyyül Kârî Vâsıtî'nin terbiyesine teslim et. Bu zât, Allah indinde azîzdir. Sakın ihmâl etme." buyurdu. Bu rüyâdan tam kırk gün sonra Ahmed dünyâya geldi. 1118 (H.512) senesinin Receb ayının ortalarında bir Perşembe günü
Betâih'de doğdu. 1182 senesi Ağustos ayının 23'ünde Perşembe günü (H.578 Cemâziyelevvel ayının 22. Perşembe günü) ikindi vaktinde, altmış altı yaşında Mısır'da vefât etti.
AHMED ES-SENÛSÎ
Senûsîlik hareketinin büyük mücâhid lideri. İslâm birlik ve kardeşliğinin en mükemmel örneğini veren velî. Ahmed es-Senûsî'nin soyu Peygamber efendimizin torunu hazret-i Hasan efendimize kadar uzanmaktadır.
AHMED-İ TİCÂNÎ
Tîcâniyye tarîkatının (yolunun) kurucusu. İsmi, Ahmed bin Muhtâr, künyesi, Ebü'l-Abbâs'dır. 1737 (H.1150) senesinde Cezâyir'in güneyinde Ayn-ı Mâdî denilen yerde doğdu. Seyyiddir. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem mübârek soyundandır. Dedelerinden Seyyid Muhammed, Ayn-ı Mâdî'ye yerleşip, Berberî kabîlelerinden biri olan Tîcânlılardan bir kadınla evlenmişti. Bu soydan geldiği için Ebü'l-Abbas Ahmed'e Ticânî denildi. Ahmed Ticânî 1815 (H.1230)'de Fas'da vefât etti. Kabri buradadır. Soyu, oğulları Muhammed Kebîr ve Muhammed Habîb ile devam etti. Mâlikî mezhebindeydi.
AİŞE BİNTİ CÂFER-İ SÂDIK
Evliyâ hanımlardan. İsmi Âişe binti Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Ali Zeynelâbidîn, lakabı Ümmü Ferve'dir. Seyyide olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır.
Mûsâ Kâzım hazretlerinin kızkardeşidir. Doğum yeri ve târihi bilinmemektedir. 762 (H.145) senesi Mısır'da (Kahire) vefât etti. Karâfe kabristanlığına giderken sol tarafta Seyyidet Âişe adını taşıyan mescid içinde medfundur.
ALÂEDDÎN-İ SÂBİR
Hindistan evliyâsının büyüklerinden. 1196 (H.592)'da Rebîülevvel ayının on dokuzuncu Cumâ gecesi Hirat'ta doğdu. 1291 (H.690)'de vefât etti. İsmi, Ali Ahmed Sâbir bin Şah Abdürrahîm'dir. Mahdûm Ali Ahmed Sâbir diye tanınmıştır. Lakabı Alâeddîn'dir. Annesi asil bir âileye mensûbtu. Ferîdüddîn-i Genc-i Şeker'in kız kardeşi olan bu hanım, 1175 (H.571)'de Şah Abdürrahîm hazretleri ile evlendi. Abdürrahîm Efendi, Gavs-ül-a'zam Abdülkâdir-i Geylânî'nin torunu idi. Abdürrahîm Efendi, evlendikten sonra Bağdâd'dan gelen hocasıMuhammed Ebü'l-Kâsım ile Hirat'a yerleşti.
ALEVÎ BİN ABDULLAH
Evliyânın büyüklerinden. İsmi Alevî bin Abdullah (Ubeydullah) bin Ahmed bin Îsâ bin Ali bin Câfer-i Sâdık'tır. Seyyid olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır. Yemen'de Hadramut'un Terîm kasabasında yaşayıp, zamanla çeşitli yerlere yayılmış olan "Aleviyye" adıyla meşhûr Seyyidler âilesinin ceddi, atasıdır. Hadramut'ta doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 993 (H.383) senesi Hadramut'un Sümel köyünde vefât etti.
ALEVÎ BİN ALİ
Yemen'de yetişen evliyânın büyüklerinden. İsmi, Alevî bin Ali bin Akîl bin Ahmed bin Ebî Bekr bin Abdürrahmân es-Sekkaf'dır. Seyyid Alevî olarak tanındı. 1551 (H.958) senesinde Yemen'de bulunan Terîm beldesinde doğdu. Orada yetişti. 1638 (H.1048) senesi Muharrem ayının yirmi beşinde, Çarşamba günü öğleden evvel, Mekke-i mükerremede vefât etti. Cennet-ül-Muallâ Kabristanında medfûndur.
ALEVÎ BİN MUHAMMED
Evliyânın büyüklerinden. Neseb-i şerîfleri; Alevî bin Muhammed bin Sehl bin Muhammed bin Ahmed bin Süleymân bin Ömer bin Muhammed bin Sehl bin Abdurrahmân bin Abdullah bin Alevî bin Muhammed bin Ali bin Alevî bin Muhammed bin Ali bin Muhammed bin Ali bin Alevî bin Muhammed bin Alevî bin Abdullah bin Ahmed bin Muhammed bin Ali bin Mûsâ bin Câfer bin Muhammed Bâkır bin Zeynelâbidîn bin Hüseyin bin Fâtıma (radıyallahü anhâ) şeklinde olup seyyiddir. 1752 (H.1116) senesi Zilhicce ayının yirmi üçüncü CumartesigecesiYemen'in Terîm şehrinde doğdu. On beş yaşında âilesiyle birlikte Hindistan'ıngüneybatı sâhil beldelerinden Milibar'a hicret etti. Orasını vatan edinip zâhirî ve bâtınî (kalb)ilimlerinde olgunlaştı. Hindistan halkını senelerce irşâd etti. Hak olan doğru yolu gösterdi,îmân bilgilerini aşıladı. Çok kerâmetleri görüldü. 1844 (H.1260) senesinde Milibar'da vefâtetti. Tirnehali şehrinde defnedildi. Kabri üzerine büyük bir türbe binâ edilmiştir. Kabribaşında gece gündüz devamlı Kur'ân-ı kerîm okunur. Vefâtından sonra da çok kerâmetlerigörülmüştür.
ALEVÎ BİN ÜSTÂZ-ÜL-A'ZAM
Yemen'de yaşamış evliyânın büyüklerinden. İsmi,Alevî bin Muhammed bin Ali bin Muhammed bin Ahmed olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır. Yemen'de Terîm şehrinde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Baba ve dedeleri gibi fazîlet sâhibi bir zât idi. Çokkerâmetleri görüldü. 1270 (H.669) senesi Terîm'de vefât etti. Zenbil Kabristânlığına defnedildi. Kabri ziyâret mahalli olup, gelenler rûhâniyetinden istifâde ile murâdlarına kavuşmaktadır.
ALİ BİN ALEVÎ BİN MUHAMMED
On birinci yüzyılın sonunda ve on ikinci yüzyılın başında Arabistan Yarımadasının Hadramut bölgesinde yetişen evliyâdan. İsmi, Ali bin Alevî bin Muhammed'dir. Hâliu Kasem lakabıyla meşhûr olmuştur. Doğum târihi bilinmemektedir. Beyt-i Cübeyr şehrinde doğdu. 1132 (H.527) senesinde Terîm'de vefât etti. Kabri, Zenbel Kabristanındadır. Pekçok kerâmetleri görülmüştü. Resûlullah efendimizi rüyâda veya uyanıkken görür, müşkül meselelerini O'na arz eder, bunları aldığı cevaba göre, açıklardı. Namazda oturunca "Ettehıyyâtü"yü okurken veya başka zamanlarda "Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullahi ve berekâtüh" dediği zaman, Peygamber efendimiz sallallahü aleyhi ve sellem ona;"Ve aleyküm selâm yâ Şeyh ve rahmetullahi ve berekâtühü." diye cevap verirdi. Bâzan bu selâmı tekrarlayınca, yanında bulunanlar; "Niçin bunu tekrar tekrar söylüyorsun?" diye sorarlardı. Onlara;"Ben, Resûlullah efendimizin selâmıma cevâb verdiğini duyuyorum." buyururdu.
ALİ HÂDÎ(Nakî)
On iki imâmdan onuncusu. 829 (H.214) senesinde Medîne'de doğdu. 868 (H.254)de Bağdât'ta, Samarra nâhiyesinde vefât etti. Nesebi, Ali Hâdî bin Muhammed Cevad bin Ali Rızâ bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Ali Zeynelâbidîn binHüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib'dir. Soy, ahlâk, ilim, takvâ ve şecâat bakımından zamânının en üstünü idi. Yüksek ahlâkı, örnek yaşayışı ile çok sevilip, örnek alındı. Üstünlüğünü ifâde için söylenmiş çeşitli lakapları vardır. Bunlar; Hâdî, Mütevekkil, Nâsih, Nakî, Münakkî, Murtazâ,Fakih, Emîn, Tayyîb'dir. En meşhûr lakabı Hâdî ve Nakî'dir. Künyesi Ebü'l-Hasan Askerî'dir.
Samarra'nın Asker mahallesinde ikâmet ettiğinden Askerî nisbesi verilmiştir. Hazret-i Ali ile hazret-i Fâtımâ'nın evlâdından, Ehl-i beytten hazret-i Hüseyin'in torunu olup seyyiddir.
(Sitemizde 12 imam kısmında uzun yazılıdır. Lütfen oradan okuyunuz)
ALİ NÂTİKÎ
Horasan velîlerinden. İsmi Ali, künyesi Ebû Muhammed'dir. Lakabı Radiyüddîn, mahlası ise Nâtikî'dir. Nesebi, Peygamber efendimize dayanır. Horasan civârında Uçyar köyünde doğdu. Doğum târihi belli değildir. İlim tahsîli için Tebriz'e gitti. Zamânın âlimlerinden ilim öğrendi,tahsîlini tamamladıktan sonra Herat'a kâdı tâyin edildi. Seyyid Ali Nâtikî, insanlara doğru yolu anlatmakla vazîfeli olduğu Horasan'da iken, 1378 (H.780) senesinde vefât etti. Niko denen köyde gömülüdür.
ALİ RIZÂ
On iki imâmın sekizincisi. Muhammed Cevâd Tâkî'nin babasıdır. Nesebi, Ali Rızâ bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Ali Zeynel Âbidîn bin Hüseyin bin Alibin Ebî Tâlib'dir (r.anhüm). Rızâ lakabından başka her biri onun üstünlüğünü ifâde etmek için söylenmiş, Sâbir, Zekî, Velî gibi başka lakapları da vardır. 770 (H.153)de Medîne'de doğdu. 818 (H.203) senesi Ramazân-ı şerîfin yirmi birinci Perşembe günü elli yaşında Tûs (Meşhed)de vefât etti.
(Sitemizde 12 imam kısmında uzun yazılıdır. Lütfen oradan okuyunuz)
ALİ SEPTÎ
Anadolu evliyâsından. Aslen Diyarbakırlı olup seyyiddir. Kabri Elazığ-Palu ilçesinde. MuratSuyu kenarında bir tepe üzerindedir. Hanımı ve çocukları da aynı türbede medfundur. Ali Septî hazretleri, Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin kardeşi Muhammed Sahib'in sohbetlerinde kemâle geldi (yetişti).
ALİ BİN ŞİHÂB
Mısır evliyâsından. Doğum târihi belli değildir. Nesebi dördüncü dedede Tilmsan sultânı Ebû Abdullah'a, sonra da Seyyid Muhammed bin Hanefiyye'ye ulaşır. Büyük âlim İmâm-ı Şa'rânî'nin dedesidir.
ALİ BİN MEYMÛN MAĞRİBÎ
Evliyânın meşhurlarından. İsmi, Ali bin Meymûn bin Ebî Bekr bin Ali bin Meymûn bin Ebî Bekr el-Hâşimî el-Kureşî el-Mağribî el-Gamârî'dir. Künyesi Ebü'l-Hasan olup, şerîftir. 1450 (H.854) senesinde Afrika'nın Fimâre bölgesinde doğdu. Ali bin Meymûn 1511 (H.917) senesindeDımaşk'da vefât etti.
ALİ BİN YAHYÂ GEYLÂNÎ
Büyük velîlerden. İsmi Ali olup, babasının adı Yahyâ'dır. Nesebi Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine dayanır. 1630 (H.1040) senesinde Suriye'nin Hama şehrinde doğdu. Hama'da 1701 (H.1113) senesinde vefât etti.
ATPAZARLI OSMAN FADLI EFENDİ
(KUTUP OSMAN)
İstanbul'da yetişen büyük velîlerden. 1632 (H.1041)'de Şumnu kasabasında doğdu. Fâtih'te Atpazarı denilen yerde oturduğu için; "Atpazarı Şeyhi Osman Efendi" nâmıyla şöhret buldu. Kıbrıs'ta ise Kutup Osman ismiyle bilinir. 1691 (H.1102) senesinde Kıbrıs'ın Magosa şehrinde vefât etti. Kabri Magosa'dadır. Babası Seyyid Fethullah Efendi, âlim bir zât idi.
AYDERÛSÎ (Ebû Muhammed)
Yemen'de yetişen velîlerden. İsmi Abdullah bin Abdullah bin Abdullah Ayderûsî, künyesi Ebû Muhammed'dir. Seyyid olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır. 1538 (H.945) senesi Terîm şehrinde doğdu. 1610 (H.1019) senesi Terîm'de ikindi namazının secdesinde vefât etti.
BEDÎ'UDDÎN ŞÂH MEDÂR
Hindistan'da yetişen tanınmış velîlerden. Doğum târihi bilinmemektedir. 1436 (H.840)
senesinde vefât etti. Kabri, Hindistan'da Mekanpûr beldesindedir. İbrâhim Şah Şarkî
tarafından kabri üzerine türbe yaptırılmıştır. Lakabı Şah Medâr'dır. Evliyânın meşhurlarından Muhammed Taygur Şâmî'nin derslerinde ve sohbetlerinde yetişip kemâle erdi. Sefînet-ül-Evliyâ kitabında, Peygamber efendimizin soyundan geldiği ve seyyid olduğu yazılıdır.
BEHÂEDDÎN BUHÂRÎ
(Şâh-ı Nakşibend)
Evliyânın büyüklerinden ve müslümanların gözbebeği olan yüksek âlimlerden. Seyyid olup insanları Hakka dâvet eden, doğru yolu göstererek saâdete kavuşturan ve kendilerine "Silsile-i aliyye" denilen büyük âlim ve velîlerin on beşincisidir. Muhammed Bâbâ Semmâsî ile Emîr Külâl'in talebesidir. İsmi, Muhammed bin Muhammed'dir. Behâeddîn ve Şâh-ı Nakşibend gibi lakabları vardır. Allahü teâlânın sevgisini kalplere nakşettiği için, "Nakşibend" denilmiştir. 1318 (H.718) senesinde Buhârâ'ya beş kilometre kadar uzakta bulunan Kasr-ı Ârifân'da doğdu. 1389 (H.791)'da Kasr-ı Ârifân'da Rebî'ul-evvel ayının üçünde Pazartesi günü vefât etti.
BERDEÎ SULTAN
Anadolu'yu aydınlatan meşhûr velîlerden. On dördüncü yüzyılda yaşamıştır. Osmanlı pâdişâhı Kânûnî Sultan Süleymân Han zamânında Hamidili (Isparta) vâlisi Hızır Beyin dâveti ile Horasan'dan Anadolu'ya gelmiş Eğridir'de, Eğridir Gölünün kenarında Mezâr-ı
Şerîf denilen yerde yerleşmiştir. Kabri oradadır. Şeyhülislâm Berdeî diye de tanınır. Pîrî Halîfe bir gece Peygamber efendimizi rüyâsında görmüş, Resûlullah efendimiz ona rüyâsında; "Benim evlâdımdan, benim yolumda kâmil ve mükemmil bir mürşid (yetişmiş ve yetiştirebilenrehber) olan Şeyhülislâm Berdeî gelmektedir. Gâfil olma, onunla Rum diyârına, Anadolu'ya git." diye emir buyurmuştur. Şeyhülislâm Berdeî hazretleri onun bulunduğu şehre uğrayıp,
onunla görüşüp tanıştı. Ona; "Oğlum Pîr Muhammed! Emre itâat eder misin?" diyerek daha o anlatmadan gördüğü rüyâyı ve Peygamber efendimizin emrini hatırlattı ve ayrılıp gitti.
BURHÂNEDDÎN MUHAKKIK TİRMİZÎ
Anadolu velîlerinden. Hazret-i Hüseyin'in torunlarından olup, seyyiddir. Kıymetli düşünceler ve hoş hâller sâhibi olduğu için, Seyyid-i Sırdân denmekle meşhûr olmuştur. Nisbesi Hüseynî'dir. 1165 (H.561) senesinde Tirmiz'de doğdu.
BURHÂNEDDÎN BİN MUHAMMED EĞRİDİRÎ
Anadolu'da yetişen ve Anadolu'yu aydınlatan meşhûr velîlerden. 1494 (H.900) senesinde Tosya'da doğdu. 1562 (H.970)'de Eğridir'de vefât etti. Kabri, Eğridir Yazla'daki câminin yanında bulunan kabristanda dedelerinin kabirleri yanındadır. Baba ve anne tarafından âlimve fazîlet sâhibi bir âileye mensuptur. Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir.
CÂFER MEKKÎ
Büyük velîlerden. İsmi, Seyyid Câfer Mekkî'dir. Mekke-i mükerremede doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1721 (H.1134) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti.
6. İMAM:CÂFER - İ SÂDIK
Ehl-i beytten ve meşhûr velîlerden. İslâm âlimlerinin gözbebeklerinden olup, seyyid ve oniki imâmın altıncısı. Hazret-i Ali'nin torunlarından. Eshâb-ı kirâmı görmekle şereflenen Tâbiîn devrinin yükseklerinden ve evliyânın büyüklerinden olup, tasavvufda büyük rehberlerden olan ve kendilerine silsile-i aliyye denilen Nakşibendiyye yolu âlimlerinin dördüncüsüdür. İsmi Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Ali Zeynelâbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib, künyesi Ebû Abdullah olan bu zat-i şerifin (Rahmetullahi teala aleyh) mubarek hayatı
(Sitemizde 12 imam kısmında uzun yazılıdır.
Lütfen oradan okuyunuz)
CÂFER-İ SÂDIK BİN ALİ AYDERÛSÎ
Yemen'de yetişen büyük velîlerden. İsmi Câfer-i Sâdık bin Ali Zeynelâbidîn bin Abdullah bin Şeyh bin Abdullah Ayderûsî'dir. Seyyid bir âileye mensub olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır. 1588 (H.997) senesi Terîm şehrinde doğdu. 1653 (H.1064) senesi Hindistan'da Bendersûre şehrinde vefât etti. Kabr-i şerîfi, velîlerden olan amcası Muhammed Ayderûsî'nin kabri yanında olup ziyâret mahallidir. Ziyâretine gelenler murâd ve arzuların kavuşmaktadır.
CEMÂLEDDÎN EZHERÎ
İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi, Muhammed, künyesi Ebü'l-Hasan ve Lakabı Cemâleddîn'dir. Mısır'da Câmi'ul-Ezher Medresesinde ilim tahsîlinde bulunduğu için, Ezherî diye nisbet edilmiştir. Daha çok Cemâleddîn-i Ezherî diye tanınır. Seyyid olup, nesebi Peygamber efendimizin torunu hazret-i Hüseyin'e dayanmaktadır. Şîrâz nâhiyelerinden Kalincâr'a bağlı Yenkenler köyünde doğup büyüyen Cemâleddîn-i Ezherî'nin doğum târihi tesbit edilememiştir. 1358 (H.760) senesinde Geylân şehri civârında bulunan Lenger-Künânmevkıinde vefât etti. Kabri oradadır.
CEMÂLEDDÎN-İ UŞŞÂKÎ
Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. İsmi Muhammed olup, künyesi Ebû Nizâmeddîn'dir. Uşşâkî Seyyid Muhammed Efendi diye de bilinir. Doğum târihi belli değildir. Edirne'de doğdu. Halvetiyye yolu büyüklerinden olup, Uşşâkîlik tarîkatında pîr-i sânî sayılır. 1751 (H. 1164) senesinde İstanbul'da vefât etti. Eğrikapı'da bulunan dergâhının avlusuna defnedildi.
CEZÎRÎ
Evliyânın büyüklerinden. İsmi Abdülkâdir bin Muhammed bin Abdülkâdir bin Muhammed bin Yahyâ bin Muhammed bin Nasr'dır. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin torunlarından olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır, seyyiddir. 1475 (H.880) senesi Mısır'da doğdu. 1569 (H.977) senesinde Hama'da vefât etti.
CEZÛLÎ
Fas'ta yetişen velîlerden ve hadîs âlimi. İsmi Muhammed, babasının ki ise Süleymândır. Künyesi Ebû Abdullah olup, Cezûlî nisbesiyle meşhur oldu. Şerîflerdendir. Doğum târihi bilinmemektedir. Fas'ın Sus şehrinde doğdu. 1465 (H.870) senesinde zehirlenerek şehîd edildi. Fas'ın Fugal bölgesinde yaptırdığı câminin bahçesine defnedildi. Seneler sonra Merrâkûş'e nakl edilerek, kendisi için yaptırılan türbeye defn edildi. Türbesi günümüzdeziyâret yeridir.
DÂVÛD BİN SEYYİD EL-HÜSEYNÎ
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Dâvûd bin Seyyid Bedr el-Hüseynî'dir. 1301 (H.701) senesinde Beyt-i Makdis civârında vefât etti. Doğum târihi ve hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Çok kerâmetleri görüldüğü halde bunlar kitaplara geçmemiş, dilden dile o bölgede anlatılagelmiştir.
EBÛ ABDULLAH EL-KUREŞÎ
On ikinci yüzyılda Endülüs, Mısır ve Filistin taraflarında yaşamış olan büyük velîlerden. İsmi Muhammed bin Ahmed bin İbrâhim'dir. Hazret-i Hasan'ın soyundan olup, Kureşî ve Hâşimî nisbeleriyle bilinir. Ebû Abdullah künyesiyle meşhûr olmuştur. 1150 (H.544) senesinde Endülüs'te doğdu. 1202 (H.599) senesinde Kudüs'te vefât etti. Kabri orada olup ziyâret yeridir.
EBÛ BEKR AYDERÛS
Evliyânın meşhurlarından. İsmi Ebû Bekr bin Abdullah Alevî Şâzilî'dir. Lakabı Ayderûs'dur. 1447 (H.851) senesinde Terîm'de doğdu. 1508 (H.914)'de Aden'de vefât etti. Kabri ziyâret mahallidir. Peygamber efendimizin soyundan olup, seyyiddir. Zamânın meşhur ve benzeri az görülen kıymetli âlim ve velîlerinden idi.
EBÛ BEKR EŞ-ŞELÎ
Yemen'in büyük velîlerinden ve Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden. İsmi, Ebû Bekr bin Ahmed bin Ebû Bekr'dir. Meşreü'r-Revî kitabının müellifi olan Muhammed bin Ebû Bekir'in babasıdır. Hazret-i Hüseyin'in neslinden olup, seyyiddir. Hazret-i Ali'nin soyuna mensûb olanlar mânâsına kullanılan Benî Alevî ve hazret-i Hüseyin'in soyuna mensûb olanlar için kullanılan Benî Hüseyin nisbeleriyle anıldı. Bu terkipler daha sonra mahallî olarak Ba'levî ve Bâ-Hüseyin şeklinde değiştirilerek de kullanılmıştır. 1582 (H.990) senesinde Yemen'in Terîmbeldesinde doğdu. 1643 (H.1053) senesinde aynı yerde vefât etti. Kabri, Zenbel kabristanındadır.
EBÛ SAÎD KAYLAVÎ
Evliyânın ve bütün ilimlerde söz sâhibi olan imâmların büyüklerinden. Hazret-i Ali'ninneslinden olup seyyiddir. Irak'ın Nehr-ül-melik kasabalarından biri olan Kaylaviye'de yaşadı. Yine orada 1162 (H. 557) senesinde vefât etti. Kabri orada olup, ziyâret edilmektedir.
EBÜ'L-HASAN-I ŞÂZİLÎ
On ikinci yüzyılda Kuzey Afrika'da yetişen büyük velîlerden. Şâziliyye adı verilen tasavvuf yolunun kurucusudur. İsmi, Ali bin Abdullah bin Abdülcebbâr, künyesi, Ebü'l-Hasan, lakabı Nûreddîn'dir. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem torunu hazret-i Hasan'ın soyundan olup şeriftir. 1196 (H.592) senesinde Tunus'un Şâzile kasabasında doğduğu için Şâzilî nisbesiyle meşhûr olmuştur. 1256 (H.654) senesinde hac yolculuğu sırasında Hamisre'de vefât etti. Kabri, Hamisre mevkiindeki Ayzâb sahrâsındadır.
EMÎR AHMED-İ BUHÂRÎ
İstanbul'un büyük velîlerinden. Buhârâlı olup Peygamber efendimizin torunlarındandır. Tasavvuf yolunda yükseldi. İstanbul Fâtih'de yıllarca talebe yetiştirdi. 1516 (H.922) senesinde vefât etti. Küçük yaşta Hâce Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerine talebe oldu. Onun hasta kalplere şifâ veren sözleriyle yetişti. Hizmetiyle şereflenip, teveccühlerine kavuştu. Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri onu çok severdi.
EMÎR SULTAN
Osmanlıların kuruluş devrinde Bursa'da yaşayan büyük velî. İsmi Muhammed, lakabı
Şemsüddîn'dir. Babasının adı Ali'dir. 1368 (H.770) senesinde Buhârâ'da doğdu. Soyu,
Peygamber efendimize dayanır. Ona, Buhârâ'da doğduğu için Muhammed Buhârî, Seyyid olduğu için Emîr Buhârî, Yıldırım Bâyezîd Hanın dâmâdı olduktan sonra da Emîr Sultan denilmiştir. Emîr Külâl ismiyle tanınan babası geçimini çömlekçilikle sağlayan bir velî idi.
ESRÂR DEDE
On sekizinci yüzyıl dîvân şâirlerinden ve mevlevî şeyhi. Asıl adı, Seyyid Mehmed'dir. 1748 (H.1162)'de İstanbul'da Sütlüce'de doğdu. 1796 (H.1211)'de Galata Mevlevîhânesinde vefât etti.
FEHİM-İARVÂSÎ
Doğu Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. Silsile-i aliyye adı verilen büyük evliyânın otuz üçüncüsüdür. Osmanlı Devletinin son devirlerinde yaşamıştır. Seyyiddir. "Hazret-i Şeyh" ve "Allâme" lakapları vardır. "Arvâsî" denmekle meşhûr olmuştur. Babası, Seyyid Abdülhamîd Arvâsî'dir. Annesi aynı âilenin Doğubâyezid kolundan Seyyid Hacı İbrâhim Efendinin kızı Seyyide Emine Hanımdır. 1825 (H.1241) senesinde Van'ın Bahçesaray (Müküs) ilçesine bağlı Arvas (Doğanyayla) köyünde doğdu. 1895 (H.1313) senesinde aynı köyde vefât etti. Kabri oradadır ve sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.
(Sitemizde Silsile-i Aliye 2’ de uzun uzn anlatılmaktadır.Lütfen oradan okuyunuz)
FETHULLAH-I MÛSULÎ
Peygamber efendimizin soyundan olup aslen Musul'ludur. Urfa vâlisi Ali Paşanın damadı olan Dârendeli Hüseyin Paşanın ricasıyla Dârende'ye yerleşen Fethullah-ı Mûsulî'nin yazdığı iki yüz kadar eserinden elli kadarı Dârende Mehmed Paşa Halk Kütüphânesinde el yazmasıolarak mevcuttur.
HACI AHMED EFENDİ
Malatya'da yaşayan velîlerden. Doğum târihi belli değildir. Babasının adı Mahmûd'dur. AslenMedîneli olup, Seyyid olduğu söylenir. Hazret-i Ömer'in soyundan geldiği de rivâyet edilmiştir.
HACI BEKTÂŞ-I VELÎ
Osmanlı devletinin kurluş yıllarında yaşayan evliyânın büyüklerinden. İsmi, Seyyid Muhammed bin İbrâhim Atâ, lakabı Bektâş'tır. Horasan'ın Nişâbûr şehrinde 1281 (H. 680) senesinde doğdu. Hacı Bektâş-ı Velî'nin soyu hazret-i Ali'ye dayanır. 1338 (H.738) senesinde Kırşehir'e yakın bir yerde vefât etti. Vefâtı hakkında başka rivâyetler de vardır. Türbesinin bulunduğu kasabaya sonradan Hacıbektaş ismi verildi.
HACIM SULTAN
Anadolu'da yaşayan büyük velîlerden. İsmi Recep'tir. Soyu Peygamber efendimize dayandığı rivâyet edilir. Doğum ve vefât târihi belli değildir. On dördüncü asırda yaşamıştır. Hacı Bektâş-ı Velî'nin yakınlarındandı.
HALÎFE MUSTAFA EFENDİ
Seyyid Abdülhakîm Arvâsî hazretlerinin babası ve ilk hocası.Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin oğlu Seyyid Ubeydullah'ın halîfesidir.Kerâmetler sâhibi olup ,din ve fen ilimlerinde deryâ gibiydi. Bir kimsenin hangi namazı kılmadığını yüzünden anlardı. İlimde ve tasavvufta çok talebe yetiştirdi. Dokuz oğlu ve iki kızı vardı. Oğulları sırasıyla Abdülhakîm, İbrâhim, Tâhâ, Abdülkâdir, Şemsüddîn, Ziyâüddîn, Yûsuf, Mahmûd ve Kâsım efendiler, kızları ise Râbia ve Muteber hanımlardır.
11. İMAMHASAN BİN ALİ ASKERÎ
Bağdât'ta yaşamış olan evliyânın büyüklerinden. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem soyundan olup, seyyiddir. On iki imâmın on birincisidir. İsmi, Hasan olup, künyesi, Ebû Muhammed'dir. Zekî, Hâlis ve Sirâc lakaplarıyla bilinir. Samarra'da oturduğu El-Asker Mahallesine nisbetle El-Askerî diye meşhûrdur. İmâm-ı Ali Nakî'nin oğludur. Annesinin ismi Sûsen'dir. Babası annesine Hadîs ismini vermiştir. 846 (H.232) senesinde Medîne-i münevverede doğdu. 874 (H.261) senesinde Bağdat'ta vefât etti. Kabri Bağdat yakınlarındakiSamarra'da babasının türbesindedir.
(Sitemizde 12 imam kısmında uzun yazılıdır.
Lütfen oradan okuyunuz)
HASAN HÜSÂMEDDÎN UŞÂKÎ
Evliyânın büyüklerinden ve Uşâkîlik tarîkatının kurucusu. İsmi Hasan, lakabı
Hüsâmeddîn'dir. 1475 (H.880) senesinde Buhârâ'da doğdu. Soyu hazret-i Hüseyin'e ulaşır. Hacı Teberrük isminde bir tüccarın oğludur. Anadolu'ya gelip, Uşak'ta yerleştiği için "Uşâkî" denildi.
HUCVÎRÎ
Büyük velîlerden. İsmi Ali olup, babasınınki ise Osman'dır. El-Cullâbî, El-Hucvîrî, El-Gaznevî nisbeleri vardır. Künyesi Ebü'l-Hasan'dır. Seyyid olup hazret-i Ali'nin onuncu batından torunudur. Dafâ Genc-i Bahş diye de anılır. Sultan Gazneli Mahmûd zamânında 1009 (H.400) senesinde Gazne'de doğdu. Gazne'de doğduğu için Gaznevî, bu şehrin Cüllâb ve Hucvir isimli mahallelerinde ikâmet edip yetiştiği için Cüllâbî ve Hucvîrî denilmiştir. Ömrünün sonundaLâhor şehrinde yerleşip, vefâtına kadar orada kaldı.Bunun için Lâhorî de denildi. 1072 (H.465) senesinde Lâhor'da vefat etti.
HÜSÂMEDDÎN NAKŞÎ
İstanbul evliyâsından. İstanbul'da Aksaray semtinde Ebekadın mahallesinde 1770 (H.1184) senesinde doğdu. Babası, Dîvân-ı hümâyûn dâhiliyye, içişleri kalemi serhalifesi Seyyid Muhammed Fehim Efendidir. 1863 (H.1280) senesinde hastalandı. Fıtır Bayramı günü güneş batmasından sonra vefât etti. Cenâze namazı Eyüp Câmiinde kılındı. Kabri, ders verdiği câminin doğusunda bulunan minârenin bitişiğindedir. Cennetmekân Abdülazîz Hanın arzusu üzerine kabrinin etrâfına mermer çerçeveli bir sed ve üzerine, baş ve ayak taraflarına iki mermer sütun güzel bir şebeke konmuştur. Kabrinde bir heybet ve nûrâniyet vardır.
İBN-İ ÂBİDÎN
(Her Namazda Resulullah efendimizi –aleyhissalatüvesselam-
baş gözü ile gören zat)
Şam'da yetişen âlimlerin en büyüklerinden, velî. Osmanlıların en meşhûr fıkıh âlimlerinden olan İbn-i Âbidîn'in ismi, Seyyid Muhammed Emîn bin Ömer bin Abdülazîz'dir. 1784 (H.1198) senesinde Şam'da doğdu.Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbeti ile şereflenerek kemâle geldi. İbn-i Âbidîn, 1836 (H.1252) senesinde elli dört yaşında Şam'da vefât etti. Vefât haberinduyan müslümanlar, böyle büyük bir âlimi kaybetmelerinden dolayı çok üzülüp göz yaşdöktüler. Cenâzesine gelenler görülmemiş bir kalabalık teşkil etti. Cenâze namazı Sinân Paşa Câmiinde kılındıktan sonra, Şam'da "Bâb-üs-sagîr" denilen yerdeki kabristana götürüldü.Vefâtından yirmi gün önce, hocalarının ve büyük zâtların kabirlerinin yanında kendisi için kazdırmış olduğu kabre defnedildi.
İBN-İ AYDERÛSÎ
Hicaz'da yetişen büyük velîlerden. İsmiMuhammed bin Ali bin Abdullah'tır. Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) neslinden yâni seyyiddir. Meşhûr âlim ve evliyâlar âilesi olan Ayderûsî âilesine mensub olduğu için, İbn-i Ayderûsî diye şöhret bulmuştur. Mekke-i mükerremede doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1655 (H.1066) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti. Kabri, babasının kabrinin yanındadır.
İBN-İ ÜSTÂD-ÜL-A'ZAM
Yemen'in meşhûr velîlerinden. İsmi Abdullah bin Alevî ibni Üstad-ül-A'zam olup seyyiddir. 1240 (H.638) senesinde doğdu. 1330 (H.731)'da vefât etti.
İBRÂHİM ARVÂSÎ
Din ve dünyâ ilimlerini tahsil etmiş, vilâyette mensûbu bulunduğu Arvâsî âilesinin vârisi olmuş âlim, fazıl, veliyy-i kâmil bir zât idi. Aynı zamanda diplomat olup, Osmanlı İran münâsebetlerinde Devlet-i aliyye-i Osmaniyyeyi temsil etmiş, unutulmayacak hizmetlerde bulunmuştur. Sofiyye-i aliyye büyüklerinden Seyyid Fehim-i Arvâsî hazretlerinin anne tarafından dedesi olan İbrâhim Arvâsî, 1832 yılında Doğubayezîd 'de vefât etmiştir. KabriYukarı Doğubayezîd 'de olup ziyâret edilmektedir.
İBRÂHİM DESÛKÎ
Mısır'da yetişen büyük velîlerden. İsmi, İbrâhim bin Ebü'l-Mecîd, lakabı Burhâneddîn'dir.nSeyyiddir. 1235 (H.633) senesinde Mısır'da Nil Nehri batısında Desûk köyünde doğdu. 1277 (H.676) târihinde vefât etti.
İBRÂHİM EFENDİ(Mevlânâ Seyyid İbrâhim)
On beş ve on altıncı asırlarda Anadolu'da yetişen İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi, Mevlânâ Seyyid İbrâhim bin Muhammed bin Hüseyin bin Ali el-Horasânî olup, Mevlânâ Seyyid İbrâhim adı ile tanınır.
İMÂM EFENDİ - OSMAN BEDREDDİN
Harput'ta yetişen meşhur velîlerden. 1858 (H.1274)'de Erzurum'da doğdu. Kars'ta üçüncü tabur imâmlığı yapması sebebiyle İmâm Efendi lakabıyla tanındı. Asıl ismi, OsmanBedreddîn'dir. Babası Seyyid Selman Sükûtî'dir. 1922 (H.1340) senesinde Harput'ta vefât etti. Vefâtından birkaç gün evvel vasiyetini yazdı. Vefât ettiğinde, halk arasında çok sevildiğinden, cenâzesinde büyük bir kalabalık toplandı. Harput'ta Meteris kabristanına defnedildi.
KUTB-İ ZAMAN (Seyyid Celâl Buhârî)
Hindistan evliyâsının büyüklerinden. Çeştiyye yolunun ileri gelenlerindendi. Lakabı Bendegî Mahdûm-i Cihâniyan'dır. 1307 (H.707) yılında doğdu, 1383 (H.785) yılında Gücerât'ın Ahmedâbâd şehrinde vefât etti. Şeyhülislâm Rükneddîn Ebü'l-Feth Kuraşî'nin talebesi, Nasıruddîn Mahmûd'un halîfesidir. Nâsıruddîn Mahmûd da Nizâmüddîn Evliyâ'nın halîfesiydi.
KUTBÜDDÎN-İ BAHTİYÂR KÂKÎ
Hindistan'da yetişen büyük velîlerden. Asıl ismi, Bahtiyâr el-Ûşî Dehlevî, babasınınki Mûsâ'dır. Lakabı Kutbüddîn'dir. Ayrıca Kutb-ül-aktâb, Kutb-ül-İslâm, Melik-ül-meşâyih, Sultân-üt-tarîkat, Bürhân-ül-hakîkat, Reîs-üs-sâlikîn, İmâm-ül-âmilîn, Sirâc-ül-evliyâ ve Tâc-ül-asfiyâ diye de tanınır. Nesebi hazret-i Ali'ye dayanmakta olup seyyiddir.
1173 (H.569) senesinde, Mâverâünnehir'de Ûş veya Avaş denilen kasabada doğdu. 1235 (H.633) senesinde Hindistan'da Dehlî'de vefât etti.
MAHMÛD HAYRÂNÎ
Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretleriyle aynı devirde yaşamış büyük velî. Peygamber efendimizin temiz soyundan olup seyyiddir. Hayâtı genel olarak Konya Akşehir'de bulunan dergâhında geçmiştir. 1268 yılında vefât etmiştir. Türbesi Akşehir'de Seyyid Mahallesinde, Sultan Dağının etekleri üzerindedir.
MAHMÛD SÂMİNÎ
Harput'un büyük velîlerinden. Elazığ'ın Palu ilçesine bağlı Hun köyünde doğdu. Seyyiddir. Doğum târihi belli değildir. İlk tahsîlini doğduğu yerde yaptı. Sonra Ali Septî hazretlerinin sohbetlerinde kemâle geldi. On üç sene talebelik yapan Mahmûd Sâminî, tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuştu. Hayâtı boyunca ilim ehli talebeler yetiştiren Mahmûd Sâminî, onlara büyük önem verirdi. En büyük eserin hayırlı evlâd ve îmânlı bir talebe yetiştirmek olduğunu her fırsatta sevdiklerine söylerdi. Mahmûd Sâminî hazretleri Palu'da 1895 (H.1313) târihinde vefât etti. Murâd Nehri kıyısında, hocası Ali Septî'nin kabrinin beş-altı yüz metre aşağısına defnedildi.
MAHMÛD SÛFÎ
Irak'ta yetişen büyük velîlerden. 1624 (H.1033) senesinde doğdu. 1673 (H.1084) senesi Musul'da vefât etti. Kabri, Musul hâricinde nehir kenarında olup, Zâr diye bilinir. Zamânın âlimlerinin derslerinde yetişip kemâle geldi.
Bir gün Seyyid Mahmûd, Hadise kasabasına gitti. Halk onu evinde misâfir etmek için birbiri ile yarışıyordu. O bunlara îtibâr etmeyerek, kasabanın en fakiri olan zâtın evinde misâfir oldu. Halk SeyyidMahmûd için pekçok hediye getirdi. Birkaç gün o zâtın evinde misâfir kaldı. Oradan ayrıldığında gelen hediyelerin hepsini ev sâhibi fakir zâta bıraktı. Bu sebeple o zât bir anda Hadise kasabasının en zengini oldu.
MAZHAR-I CÂN-I CÂNÂN
1699 (H.1111) veya 1701 (H.1113) senesinde Ramazân-ı şerîfin on birinde Cumâ
günü doğdu. 1781 (H.1195) senesinde şehîd edildi. Hazret-i Ali'nin neslinden olup, seyyiddir. Senaullah-i Panipütü ve Seyyid Abdullah-i Dehlevi hazretlerinin (rahmetullahi aleyhim ecmain) hocasıdır.
Sitemizde SİLSİLE-İ ALİYYE 2’ de uzun uzun
anlatılmaktadır. Lütfen oradan okuyunuz.
MEHMED EMÎN EFENDİ
Doğu Anadolu'da yetişen evliyânın meşhurlarından. Babası Seyyid Abdülazîz hazretleridir. 1854 (H.1270) senesinde Yukarı Doğubâyezîd'de doğdu. 1914 (H.1332) de yine orada vefât etti. Tasavvufta yüksek haller ve kerâmetler sâhibi mübârek bir zâttı. Kabri Yukarı Doğubâyezîd'de âile kabristanındadır. Sitemizde ARVASİLERİN ŞECERELERİ bölümünde anlatılmaktadır.
MEVLÂNÂ SEYYİD HASAN
Türkistan'da yetişen velilerden Ubeydullah-ıAhrâr hazretlerinin talebelerindendir. Doğum ve vefât târihleri belli değildir. Hayâtı hakkında fazla bilgi olmayan Mevlânâ Hasan, on beşinci asrın sonlarında yaşadı. Ubeydullah-ı Ahrâr'ın sohbetlerinde kemâle geldi.b Küçük bir çocukken babası onu Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin sohbetine götürdü. Küçük Hasan odaya girdiğinde, Ubeydullah-ı Ahrâr'ın yanında duran balı görünce hemen ona koştu ve yemeye başladı. Hâce Ubeydullah gülümseyerek durumu seyretti ve Küçük Hasan'a; "Yavrum senin ismin ne?" diye sordu. Bal yemekle meşgûl olan Mevlânâ Hasan; "Bal." cevâbını verdi. Hâce Ubeydullah bu cevaptan çok hoşlandı ve; "Kâbiliyeti, yeteneği çok kuvvetli. Zîrâ küçücük bir bal lezzetini almakla ona kendisini öyle verdi ki, onun sevgisinde eridi ve kendisini o zannetti. Başka bir şey tadınca, onda da öyle olacak." Buyurdu
MÎR MUHAMMED NUMÂN
Hindistan'ın büyük velîlerinden. Seyyid olup, 1569 (H.977) senesinde Semerkand'da doğdu. Hindistan'a gelip, Hâce Bâkî-billah hazretlerinin sohbeti ile şereflendi. Hocasının vefâtına kadar Delhi'de hizmetinde bulundu. Hâce Bâkî-billah'ın, vefâtında, İmâm-ı Rabbânî Delhi'yi teşrif etmişti. Merhamet buyurup, Seyyid Mîr Muhammed Numân'ı Serhend'e götürdü. Mîr Muhammed, uzun seneler İmâm-ı Rabbânî'ye hizmet etti ve sohbetinde bulundu. Sonra talebe yetiştirmesi için Burhânpûr'a gönderildi. 1650 (H.1060) senesinde Agra şehrinde vefât etti.
5. İMAM:MUHAMMED BÂKIR
Peygamber efendimizin Eshâb-ı kirâmını görenlerin zamanında yetişen en büyük velîlerden. On iki İmâmın beşincisidir. Hazret-i Hüseyin'in torunu ve İmâm-ı Zeynelâbidîn hazretlerinin oğlu İmâm-ı Câfer-i Sâdık hazretlerinin babasıdır. Künyesi Ebû Câfer'dir. Bütün ilimlere vâkıf olduğu için kendisine ilimde ve fazîlette üstün mânâsına Bâkır denildi. 676 (H.57) senesindeMedîne-i münevverede doğdu. 731 (H.113) senesinde aynı yerde vefât etti.Cennetü'l-Bakî Kabristanında babasının yanına defnedildi.
(Sitemizde 12 imam kısmında uzun yazılıdır. Lütfen oradan okuyunuz)
MUHAMMED CEVÂD TAKİ
Oniki imâmın dokuzuncusu, tanınmış büyük velîlerden. Künyesi, Ebû Câfer, ismi Muhammed Cevâd bin Ali bin Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık bin Muhammed Bâkır bin Zeynelâbidîn bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib'dir. Takî lakâbı ile meşhûrdur. 810 (H. 195) târihinde, Receb ayının onunda Medîne'de doğdu. 835 (H.220) yılında Zilhicce ayının altısında Bağdât'ta vefât etti. Kabri, dedesi Mûsâ Kâzım hazretlerinin kabrinin arkasındadır.
(Sitemizde 12 imam kısmında uzun yazılıdır.
Lütfen oradan okuyunuz)
MUHAMMED ÇELEBİ SULTAN
Anadolu'yu aydınlatan meşhûr velilerden. Eğridir'de doğdu ve 1494 (H.900) de orada vefat etti. Babası, Pîrî Halîfe Sultandır. Seyyid olup nesebi yirmi üçüncü batında hazret-i Hüseyin'e ulaşır. Babası Pîrî Halîfe Sultan, mânevî bir işâret üzerine genç yaştayken İran'ın Hoy şehrinden, hocası Şeyhülislâm Berdeî hazretleriyle birlikte Anadolu'ya göçmüştür. Anadolu'ya gelince, büyük bir mürşid-i kâmil olan hocası Şeyhülislâm Berdeî'nin kızıyla evlenmiş ve bu evlilikten Muhammed Çelebi Sultan doğmuştur.
MUHAMMED EMÎN EFENDİ
Büyük âlim ve velî. 1867 (H.1284) senesinde Arvas'ta doğdu. 1900 (H.1318)de hac seferinde iken otuz iki yaşında Tûr-i Sinâ'da vefât etti. Büyük âlim ve evliyânın meşhurlarından Seyyid Fehim Arvâsî hazretlerinin on mübârek oğlundan ikincisidir.
MUHAMMED KADRİ HAZÎN
Anadolu velîlerinden. 1898 (H.1316) senesinde Cizre'de doğdu. Babasının ismi Seyyid Hâşim'dir. Babası ve annesi Peygamber efendimizin mübârek neslindendir. İlim öğrenme çağı gelince, Muhammed Hazîn âlim ve sâlihlerden olan babası ve dedesinden ders almaya başladı. Bu arada anne ve babasını kaybetti ve çok üzüldü. O sırada evlerine Gavs-ı Geylânî'nin geldiğini gördü. Ona; "Oğlum ne merak ediyorsun? Baban,Rabbi'nin dâvetini kabûl ederek gitti. İşte her hususta babanım. Maddî ve mânevî hiçbir şeyden endişe etme." buyurdu.
Muhammed Hazîn ömrünün sonlarına doğru rahatsızlandı.Kendisini uzak yerlerden ziyârete gelen talebelerine; "Bu son görüşmemizdir. Allahü teâlânın velî kulları âhirete intikal edince, sermâyelerini de berâberlerinde götürürler. Kalbinizdeki nûr ve zikre sebeb biziz. Onun için fazla çalışırsanız, kalbinizin mânevî sermâyesi artar." buyurdu. 1961 senesi Kasım ayının on ikinci günü 63 yaşındayken vefât etti. Kalabalık bir cemâat tarafından kılınan namazdan sonra Cizre'de Nûh aleyhisselâmın makâmı denilen türbenin ayak tarafına defnedildi.
MUHAMMED KUTUB-İ ARVASÎ
Büyük İslâm âlimi ve meşhûr velî. İsmi, Muhammed bin Kâsım Bağdâdî'dir. Seyyiddir. Kutub, Velî, Kutb-i Arvâsî, lakapları vardır. Doğum târihi ve yaşadığı asır ihtilâflıdır. Kabri Arvas'tadır. Arvas seyyidlerinin ilk ceddi bu zâttır. Arvas'ta şarkın müstesnâ âlimlerinin ve büyük velîlerinin yetişmesine vesîle olmuştur.
Seyyid Abdullah hazretlerinin, Seyyid Abdurrahîm ve Seyyid Abdurrahmân adlarında iki oğlu vardı. Seyyid Abdurrahîm'den Doğu Bâyezîd Arvâsî Seyyidleri kolu, Seyyid Abdurrahmân'dan, Hakkâri, Müküs ve Hizan ve ZIGOH Arvâsî seyyidleri gelmektedir.
MUÎNÜDDÎN-İ ÇEŞTÎ
Hindistan'ın büyük velîlerinden. İsmi, Hasan bin Gıyâsüddîn, lakabı Muînüddîn'dir. Peygamber efendimizin neslinden olup seyyiddir. 1136 (H.531) senesinde Horasan'da doğdu. 1236 (H.634) yılında Ecmîr'de vefât etti. Kabri oradadır.
NASÛHÎ ÜSKÜDÂRÎ
Büyük velîlerden. On yedinci yüzyılın ikinci yarısında ve on sekizinci yüzyılın başında yaşamış olup, Halvetiyye yoluna mensuptur. Kastamonulu Şeyh Şâbân-ı Velî hazretlerinin torunlarındandır.Babası Sipâhî Seyyid Nasûh Beydir.İsmi Muhammed, babasının ismine nisbetle Nasûhî, Üsküdar'da doğup yaşadığı için Üsküdârî nisbeleriyle meşhûr olmuştur.
Doğum târihi bilinmemektedir. Ancak 1647 (H.1057), 1648 (H.1058) senelerinde İstanbul'da, Üsküdar'da doğduğu tahmin ediliyor. 1718 (H.1130) senesinde İstanbul'da vefât etti. Kabri Üsküdar, Doğancılar'da Nasûhî Dergâhı bahçesindedir. Sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir.
Nİ’METULLAH GEYLÂNÎ
Evliyânın büyüklerinden. İsmi, Ni’metullah bin Abdullah bin Muhyiddîn’dir. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin soyundandır. 1564 (H.972) senesinde Hindistan’da doğdu. 1636
(H.1046) senesinde Mekke-i mükerremede vefât etti.
NİZÂMEDDÎN EVLİYÂ
Hindistan'da yetişen evliyâdan ve Çeştiyye yolunun büyüklerinden. İsmi Muhammed, babasınınki Ahmed Buhârî'dir. Lakabları; Mahbûb-i İlâhî (Allah'ın sevgilisi), Sultân-ül-Meşâyıh ve Nizâmeddîn Evliyâ'dır. Nizâmeddîn Evliyâ, 1238 (H.636) senesinde Bedâyun'da doğdu. 1325 (H.725) senesinde Hakk'ın rahmetine kavuştu. Doğar doğmaz Kelime-i şehâdet söylediği bildirilen babası Seyyid Ahmed Buhârî, doğuştan velî idi. Aynı şekilde, annesi Bibi Züleyha Hâtun, dindar bir hanımdı. Zamânını dâimâ duâ ve ibâdetle
geçirirdi. Duâsının kabûl olduğu meşhûrdur. Nizâmeddîn Evliyâ'nın baba tarafından dedesi Hâce Seyyid Ali Buhârî ile, anne tarafından Hâce Arab Buhârî kardeş çocuklarıydı. Her ikisi de, Hindistan'a Buhârâ'dan Sultan et-Tamîs zamânında hicret etmişler, Lâhor'da kısa bir müddet eğleştikten sonra, dâimî olarak yerleştikleriBedâyun'a gelmişlerdi. Birçok büyük ulemâ ve evliyâ, dâimî olarak bu şehre yerleşmişlerdi.
Nizâmeddîn Evliyâ doğduğu zaman, kendisine Muhammed ismi verildi.Şeceresi şöyledir:
Seyyid Muhammed bin Seyyid Ahmed Buhârî bin Seyyid Ali Buhârî bin Seyyid
AbdullahHilmibin Seyyid Ali Meşheddîn bin Seyyid Ahmed Meşheddîn bin Seyyid Ebû Abdullah bin Seyyid AliAsgar bin Seyyid Câfer-i Sânî bin İmâm-ı Ali Nakî bin İmâm-ı Muhammed Cevâd bin İmâm-ı Ali Rızâ bin İmâm-ı Mûsâ Kâzım bin Câfer-i Sâdık binMuhammed Bâkır bin Zeynelâbidîn bin hazret-i Hüseyin bin hazret-i Ali. (radıyallahuanhüm ecmain)
NÛDİHÎ
Irak velîlerinden. İsmi, Muhammed Ma’rûf bin Mustafa bin Ahmed Nûduhî’dir. 1761 (H.1175) târihinde Süleymâniye'ye bağlı Nûdî köyünde doğdu. 1838 (H.1254) târihinde Süleymâniye’de vefât etti. Sivan Kabristanlığına defnedildi.
Âlim bir zât olan babasının terbiyesinde büyüdü. Babası Şâfiî mezhebinde idi.Seyyid olup,soyu hazret-i Hüseyin’e ulaşır. Kâdiriyye yolu üzerineydi.
NÛR MUHAMMED BEDÂYÛNÎ
Evliyânın büyüklerinden. İnsanları Hakk'a dâvet eden, doğru yolu gösterip hakîkî saâdete kavuşturan ve kendilerine"Silsile-i aliyye"denilen büyük âlim ve velîlerin yirmi altıncısıdır. Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır.
(Sitemizde SİLSİLE-İ ALİYYE 2’ de uzun uzun
anlatılmaktadır. Lütfen oradan okuyunuz.)
NÛREDDÎN EFENDİ
İstanbul'da yetişen evliyânın büyüklerinden.Seyyid Alâeddîn Efendinin torunudur.1652 (H.1062) senesi İstanbul'da doğdu. 1747 (H.1160) senesinde İstanbul'da vefât etti. Sünbül Efendi dergâhının bahçesine defnedildi.
NÛRİ EFENDİ
İstanbul velîlerinden. İsmi, Seyyid Nûri Mehmed Efendidir.Babası, Ebû Eyyûb-el-Ensârî Câmi-i şerîfi kürsî şeyhi SeyyidOsman Efendi olup, onun pederi de Nakşibendî büyüklerinden Seyyid İbrâhim Necâtî Efendidir. İstanbul'un Üsküdar semtinde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1855 (H.1272) senesinde bir Salı günü vefât etti. DebbağlarMeydanındaki Nasûh BabaDergâhına defnedildi. Daha sonra üzerine güzel birtürbe yapıldı.
NÛRİ EFENDİ(Geylani)
İstanbul’da yetişen evliyânın büyüklerinden. İsmi, Mehmed Nûri bin Seyyid Hüseyin olup, lakabı Şemseddîn’dir. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânînin onbeşinci bâtından torunudur.1801 (H.1216) senesinde İstanbul’da doğdu. 1866 (H.1282) senesi Şevvâl ayının on dördüncü gecesi İstanbul’da vefât etti. Cenâze namazı, Beşiktaş Sinân Paşa Câmiinde kalabalık bir cemâat tarafından kılındı. Mevlânâ Yahyâ Efendinin türbesine defnedildi.
OSMAN ET-TAVİLÎ
Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin talebelerinden ve zamânındaki büyük velîlerden. İsmi Osman Sirâceddîn'dir. Osman et-Tavilî ve Sirâceddîn-i Evvel adlarıyla da meşhûr olmuştur. Babası, Hâlid bin Abdullah, annesi Halîme Hanımdır. Peygamber efendimizin torunu hazret-iHüseyin'in neslinden olduğu için Hüseynî, Tavila köyünde yerleştiği için Tavilî nisbeleriylede anıldı. 1781 (H.1195) senesinde Irak'ta Cebel-i Himrin denilen yerde doğdu. 1867(H.1283) senesinde Tavila'da vefât etti. Kabri orada olup, ziyâret edilmektedir.
PÎR EMİR SULTAN
Anadolu velîlerinden. Asıl adı Mehmed'dir. Doğum târihi ve yeri belli değildir. 1495 (H.900) senesinde Buhârâ taraflarından gelip Bursa'ya yerleşti.Emir Sultan hazretlerinin akrabası olduğunu bildirdi. O sırada Emir Sultan'ın dergâhında Abdullah Efendi isimli biri ders veriyordu. Bunun üzerine dostlarından biri Pîr Emir için, Mûsâ Baba semti civârında bir mescid ve dergâh inşâ ettirdi. Pîr Emir Sultan bu dergâhta ders verip talebe yetiştirmekle
meşgûl oldu. Vefât târihi belli değildir. Vefât edince dergâhının bahçesine defnedildi.
PÎRÎ HALÎFE SULTAN
Anadolu'yu aydınlatan büyük velîlerden. İsmi Muhammed olup, seyyiddir. Soyu yirmi ikinci batında hazret-i Zeynelâbidîn'den, hazret-i Hüseyin'e ulaşır. İran'ın Hoy şehrinde doğdu.Isparta'nın Eğridir kazâsında vefât etti.Rüyâsında Peygamber efendimizden aldığı bir işâretüzerine hocası Şeyhülislâm Berdeî ile Anadolu'ya hicret etmiştir. Şeyhülislâm Berdeî ve Şeyh Abdüllatîf Kudsî'den feyz almıştır. Fatih Sultan Mehmed'in saltanatının ilk devirlerinde vefât etmiştir. Kabri, Eğridir Yazla'da câmi yanındaki türbededir.
RESÛL ZEKİ ARVASİ
Velîlerin önde gelenlerinden. İsmi Resûl Zeki'dir. Arvâsîlerdendir ve soyu Peygamber efendimize ulaşır. Zamânında ilim ve irfân beldesi olan Van'ın Müküs kasabasının Arvas köyünde yaşadı. Doğum târihi bilinmemektedir. On dokuzuncu yüzyılın başında vefât etti. Arvas'ta medfûndur.
BİZİ ZİYÂRETE GELDİ
Molla Zeki Arvâsî'nin, babasının yerine geçip ders verdiği günlerden bir gün mescide kimsenin tanımadığı bir zât geldi. Mescidde birkaç kişi daha vardı. Gelen zât doğruca ResûlZeki Arvâsî'nin yanına gidip selâm verdi ve uzun uzun konuştular. Sonra da vedâ edip gitti. Mesciddekiler Molla Zeki'nin yanına gelen zâtın kim olduğunu sordular. Molla Zeki tebessüm edip; "Hızır aleyhisselâmdı." buyurdu. "Bize niçin söylemedin?" dediklerinde, o; "Sizi değil, bizi ziyârete gelmişti." buyurdu.
SÂBİT EBÜ'L-MEÂNÎ
Türkistan'ın Fergana bölgesinde son asırda yetişen velî ve mücâhid âlimlerden. İsmi Sâbit, künyesi Ebü'l-Meânî'dir. Hazret-i Ali'nin soyundandır. Hanefî mezhebine mensûb âlimlerdendir. 1866 (H.1283) senesinde Nemnekan'da doğdu. 1927 (H.1346) senesinde aynı yerde vefât etti.
SARI ABDULLAH EFENDİ
Velî, aklî ve naklî ilimlerde âlim. Tasavvuf ehli olup, Bayrâmiyye yolundandır. Babası, Kuzey-batı Afrika şehzâdelerinden, Seyyid Mehmed bin Abdullah (İbrâhim) Efendi idi. İstanbul'a gelerek Sultan Ahmed devri sadrâzamlarından olan, Halil Paşanın ağabeyi Rumeli beylerbeyi Mehmed Paşanın kızı ile evlenmiş, bu izdivaçtan da, 1584 (H.992) senesinde Abdullah Efendi dünyâya gelmişti. Abdullah Efendi "Abdî" mahlası ve"Sarı" lakabıyla meşhûr oldu. 1660 (H.1071) senesinde İstanbul'da vefât edip, Topkapı'dan Maltepe'ye giden yolun kenarında, set üstüne defnedildi.
SEMNÂNÎ(Eşref Seyyid Emîr Cihângir)
Hindistan'ın büyük velîlerinden. İsmi, Eşref Seyyid Emîr Cihângir bin Sultan İbrâhimes-Semnânî'dir. Doğum târihi bilinmeyen Semnânî, 1405 (H.808) senesinde vefât etti. Kabri Cunpûr'un Keçûnce köyündedir
SENÛSÎ(Muhammed bin Yûsuf)
Cezâyir'de Tilmsân şehrinde yetişen tasavvuf büyüklerinden. Hadîs, kelâm, mantık ve kırâat âlimi. İsmi Muhammed, babasınınki Yûsuf'dur. Es-Senûsî, et-Tilemsânî, El-Hasenî nisbeleri olup, künyesi Ebû Abdullah ve Ebû Ya'kûb'dur. Şerîf olup, soyu hazret-i Hasan'a dolayısıyla Peygamber efendimize dayanmaktadır. Bunun için Hasenî diye nisbet edilmiştir. Anne tarafından Senûs isimli şerefli bir kabîleye mensûb olup, buna nisbetle de Senûsî denilmiş ve bununla meşhûr olmuştur. 1428 (H.832) senesinde doğdu. 1490 (H.895) senesinde bir Pazargünü Tilemsân'da vefât etti.
SEYYİD ABDÜLHAKÎM
Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. Merhûm fazîletli Seyyid Ahmed Arvâsî Beyin babasıdır.1905 (H.1323) senesinde Yukarı Doğubâyezîd'de doğdu. 1980 (H.1400) senesinde Van'da vefât etti.Babası büyük velî Seyyid Muhammed Emîn hazretleridir.
SEYYİD AHMED HİCÂBÎ
Kastamonu velîlerinin büyüklerinden. Soyu Resûlullah efendimize uzanmaktadır. Büyük velî Seyyid Ahmed Siyâhî hazretlerinin oğludur. 1826 (H.1242) senesinde dünyâya geldi.
SEYYİD AHMED-İ KEBÎR ER- RUFÂÎ
Anadolu velîlerinden. On sekizinci asırda Anadolu'da Rufâî tarîkatının temsilcisi bir rehberdir. Türbesi Ladik'tedir. Seyyid Ahmed-i Kebîr, evliyânın meşhurlarından ve Rufâî tarîkatının kurucusu olan Seyyid Ahmed Rufâî hazretlerinin torunlarından veya talebelerindendir. Onunla karıştırılmaması için kendisine Kûçek (Küçük) denilmiştir. Ancak Seyyid Ahmed-i Kebîr Rufâî şeklinde tanınmıştır.
SEYYİD AHMED SÜNNETÎ
On beşinci yüzyılda Kastamonu da yetişen evliyânın büyüklerinden. Halvetî tarîkatının Şâbân-ı Velî hazretlerinden önceki Pîri ve Kastamonu Şâbân-ı Velî Dergâhının da ilk bânisidir. 1459 yılında vefât ettiği tahmin edilen Seyyid Ahmed Sünnetî hazretlerinin kabri, Şâbân-ı Velî Dergâhında, daha önce kendi adını taşıyan, yıkıldıktan sonra Üçüncü Murad Hanın hocası tarafından yaptırılan Câminin güney ön kısmında bulunmaktadır.
SEYYİD AHMED ŞEVKİ NAKŞİBENDÎ
Evliyânın büyüklerinden. Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Evliyânın büyüklerinden Mehmed Emin Tokadî'nin halîfesidir. 1785'te İstanbul'da vefât etti. Unkapanı'nda Zeyrek yokuşunda hocası Mehmed Emin Tokâdî'nin yanına defnedildi.
SEYYİD ALÂEDDÎN ALİ SEMERKANDÎ
Osmanlı Devletinin kuruluş yıllarında Anadolu'da yaşayan velîlerden. İsmi Alâeddîn Ali bin Yahyâ es-Semerkândî'dir. Soyu Peygamber efendimize sallallahü aleyhi ve sellem ulaşır.
Semerkand'da doğdu. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Semerkand, Buhârâ, Taşkent gibi ilim merkezlerinde ilim tahsil etti. Tefsîr, fıkıh ve tasavvuf, ahlâk ilimlerinde yüksek derecelere ulaştı. Daha sonra Anadolu'ya hicret etti. Lârende'ye (Karaman'a) geldi. 1456 (H.860) târihinde yüz elli yaşlarında iken vefât etti.Kabr-i şerîfi, İçel'e bağlı Gülnar ilçesinin Zeyne kasabasındadır. Seyyid Alâeddîn Ali Semerkandî hazretlerinin türbe, mescid, zâviye ve vakfiyesi buradadır.
SEYYİD ALİ HEMEDÂNÎ
Horasan'ın meşhûr velîlerinden. İsmi Ali bin Şihâbeddîn bin Muhammed'dir. Peygamberefendimizin soyundan olup seyyiddir. 1384 (H.786) senesinde vefât etti. Kabri Hıtlan'dadır.
SEYYİD ATÂ
Türkistan'ın büyük velîlerinden. İsmi Ahmed'dir. SeyyidAtâ diye meşhûr olmuştur. Seyyid olup Yeseviyye yolu mensûblarından Zengî Atâ'nın dört büyük halîfesinden biridir. Buhârâlıdır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1302 (H.702) senesinde Harezm yakınlarında Hakîm Atâ denilen yerde vefât etti. Kabri oradadır.
SEYYİD BİLÂL
Sinop evliyâsından. Peygamber efendimizin torunu hazret-i Hüseyin'in soyundan geldiği rivâyet edilen şehîd mücâhid.
SEYYİD EBÛ ALİ TUNUSÎ
Tunus'ta yaşamış Halvetî büyüklerinden. Adı Seyyid Abdülmelik bin Ahmed Hammûdî Mahmûdî; künyesi Ebû Ali'dir. Mâlikî mezhebi âlimi olup Salyâne Şehrinde zâviyesi vardı. 1256 yılında Tunus'ta Hammûde Şehrinde vefât etti. Hizb-ül-Latîf adlı bir eseri vardır.
SEYYİD EMÎR BURHÂN
Evliyânın meşhûrlarından. Peygamber efendimizin soyundan olup, seyyiddir. Silsile-i aliyye büyüklerinden biri olanSeyyid Emîr Külâl hazretlerinin büyük oğludur. Doğum ve vefât târihi bilinmemektedir. On altıncı asırda yaşamıştır.
SEYYİD EMÎR HAMZA
Evliyânın büyüklerinden. Peygamberimizin soyundan olup, seyyiddir. Silsile-i aliyye denilen evliyânın meşhûrlarından SeyyidEmîr Külâl hazretlerinin ikinci oğludur. Doğum târihi bilinmemekte olup, 1475 (H.880) senesinde vefât etti.
Meyvesi Şah-i Nakşibend olan büyükler üstadı
SEYYİD EMÎR KÜLÂL
Büyük velîlerden. İnsanları Hakk'a dâvet eden, doğru yolu göstererek saâadete kavuşturan ve kendilerine "Silsile-i aliyye" denilen büyük âlim ve velîlerin on dördüncüsüdür. Hazret-i Hüseyin'in soyundan olup, seyyiddir. Evliyânın meşhûrlarından olan Muhammed Bâbâ Semmâsî'nin talebesi ve Behâeddîn-i Buhârî Nakşibend hazretlerinin hocasıdır. Çömlekçilik yaptığı için "Külâl" ismiyle meşhûr olmuştur. Buhârâ'nın Sûhârî kasabasında doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1370 (H. 772) sensinde Sûhârî'de vefât etti. Kabri oradadır. Büyük bir âlim ve mürşid-i kâmil olup, her ânını İslâmiyete uygun olarak geçirdi. Pekçok kimse onun sohbet ve derslerinde kemâle gelmiştir. Onun üstün hâllerini gösteren çok menkıbesi vardır.
(Sitemizde Silsile-i Aliye 1’ de uzun uzn anlatılmaktadıR. Lütfen oradan okuyunuz)
SEYYİD HÂRUN VELÎ
Konya'nın Seydişehir ilçesini kuran büyük velî. Horasan bölgesinde doğdu. Doğum târihi beli değildir. Zamânının âlimlerinin sohbetlerinde ilim öğrendi. Amcasının vefâtı üzerine Horasan bölgesinin emirliğine getirildi. Bu görev sırasında büyük babası hazret-i Hârûn-ı Kerâmet'in ve amcasının kabrini sık sık ziyâret ederdi. Bu ziyâretlerin birinde gâibden bir ses; "Yâ Hârûn, Rûm'a çık! Karaman ilinde Küpe Dağının doğu eteklerinde bir şehir kur! O şehrin halkı sâlih ola... Şakî olanın âkıbeti hayır rolmaya." diyordu. Bu sesi daha sonra da duymaya başladı. Bunun üzerine Hârun Velî, ileri gelenleri topladı ve onlara; "Ey yârenlerim! Büyük dedem ile amcamın kabirlerini ziyâretim sırasında fevkalâde bir hâl oldu." deyince, onlar ısrarla ne olduğunu anlatmasını istediler. Bunun üzerine duyduklarını anlatarak onlardan izin istedi. Dünyâ tâc ve tahtını terk edip, kendisni tamâmen Allah yoluna verdi.
SEYYİD HASAN BERZENCÎ
Irak'ta yetişen evliyâdan. İsmi Hasan bin Şeyh Muhammed el-Berzencî'dir.Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır. 1677 (H.1088) târihinde Nûdî köyünde doğdu. 1743 (H.1156) târihinde Gelezer'de vefât etti.
SEYYİD HASAN MÜKENNÂ
Irak'ta yetişen evliyâdan. İsmi, Seyyid Hasan bin Seyyid Hidâye bin Seyyid Bidâye bin Seyyid Yûsuf Can bin Seyyid Yâkûb'tur. Ebû Bekr Musannif diye şöhret buldu. Kisâti köyünde doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1605 (H.1014) târihinde Çûr köyünde vefâtetti. Vefât ettiği yere defnedildi.
SEYYİD HÜSEYİN BURHÂNEDDÎN EFENDİ
Irak bölgesinde yetişen velîlerden. Basra civârında bir köyde 1685 (H.1096) senesinde doğdu. 18. yüzyılın son yarısında vefât etti. Altı yaşından îtibâren babasından ilim öğrenmeye başladı. Kur'ân-ı kerîmi ezberledi. Sekiz yaşına geldiğinde hadîs ilmini öğrenmek için amcası Veliyyullah Seyyid Hüseyin Mübârek Rebî'nin derslerine devam etti. Amcasından tefsir, hadîs, fıkıh ve diğer din ilimlerini öğrendi. Daha sonra Şeyh Hüseyin Bağdâdî ve Şeyh Abdülmün'im Bağdadî'nin sohbetlerine devam etti.
SEYYİD KÂSIM TEBRÎZÎ
Evliyânın meşhurlarından. 1433 (H.837) senesinde vefât etti. Kabri Harcedcâm şehrindedir. Önce Şeyh Sadreddîn Erdebîlî'nin sonra da Şeyh Sadreddîn Ali Yumnî'nin sohbetlerinde bulundu. Bu zatlardan feyz aldı.
SEYYİD MAHMÛD ÇAĞIRGAN
Horasan'dan Anadolu'ya gelip insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlatan
velîlerden. 1422-1518 yılları arasında yaşadığı ve 96 yaşında vefât ettiği tahmin edilmektedir. Yavuz Sultan Selîm Han, Trabzon vâliliği sırasında sık sık Seyyid Mahmûd Çağırgan hazretlerini ziyaret edip derslerine katılmış ve bu kıymetli velî için bir çok yeri vakıf olarak bırakmıştır. Günümüzde ziyâretçisi eksik olmayan Seyyid Mahmûd Çağırgan hazretlerinin kabri, Giresun-Alucra'ya bağlı Boyluca köyündedir.
SEYYİD MUHAMMED MURÂDÎ
Şam'ın büyük velîlerinden ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimlerinden. Peygamber efendimizin
neslinden olup seyyiddir. İsmi, Muhammed bin Murâd bin Ali bin Dâvûd'dur. Hazret-i
Hüseyin'in neslinden olduğu için Hüseynî, Nakşibendiyye yoluna mensûb olduğu için
Nakşibendî, aslen Buhârâ taraflarından olduğu için Buhârî, Şam'da yetiştiği için de Dımeşkî nisbeleriyle anıldı. Daha çok Murâdî nisbesiyle meşhûr oldu. Silkü'd-Dürer kitabının sâhibi olan Seyyid Muhammed Halil Murâdî'nin dedesidir. 1683 (H.1094) senesinde İstanbul'da doğdu. 1755 (H.1169) senesinde Şam'da vefât etti. Kabri Şam'dadır.
SEYYİD MUHAMMED OSMAN EL-MERGÂNÎ;
Meşhur velîlerden. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir. Tasavvufta Seyyid Ahmed bin İdris hazretlerinden feyz alarak kemâle erdi. Çok talebe yetiştirdi. İnsanların saâdete kavuşmasına vesîle oldu.
SEYYİD MUHAMMED ŞÂH
Evliyânın meşhurlarından. Babası Seyyid Abdullah'tır. 1561 (H.969) senesinde Basra'da
doğdu. 1604 (H.1013)de Şam'da vefât etti. Zamânının büyük âlimlerinden ilim öğrendi.
Tahsil için Fars ve Hind memleketlerini dolaştı. Fâris diyârında yüksek derecesi
sebebiyle"Şâh" lakabı verildi. Rind Dağında yerleştiği için "Rindî" de denilmiştir.
SEYYİD MUSLİHİDDÎN EFENDİ;
Evliyânın meşhurlarından. Germiyan eyâletininKütahya Sancağında doğdu. Hocası Merkez Efendi ile aynı köydendir. 1575 (H.983) senesinde vefât etti. Türbesi, İstanbul'da Merkez Efendinin türbesinin yanındadır.
SEYYİD NİZÂM EFENDİ;
İstanbul evliyâsından. Asıl adı, Nizâmeddîn Ahmed Ebâ Nesîm’dir. Peygamber efendimizin sallallahü aleyhi ve sellem torunu hazret-i Hüseyin evlâdından olup Seyyiddir. Babası Şehâbeddin Efendi, hazret-i Hüseyin’in Abdullah A’rec kolundan olan torunlarındandır. Peygamber efendimizin yirmi yedinci torunudur. Halk arasında “Seyyid Nizâm” diye meşhûr olmuştur. Bağdat'ta doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 1550 (H. 957) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri İstanbulda, Silivrikapı'da Seyyid Nizâm Câmii içindedir.
SEYYİD ÖMER EFENDİ
Horasan'dan Anadolu'ya gelen velîlerden.Yaşadığı devir kesin olarak bilinmemekle berâber 10-11. yüzyıllarda yaşadığına dâir çeşitli rivâyetler vardır. Anadolu'ya geldikten sonra Tokat yöresine Mâlum Seyyid Tekkesi'ne yerleşmiştir ki şimdi burası Dutluca kasabasıdır. Bölgeye yerleştikten sonra kısa zamanda etrafın en çok sevilen zâtları arasına giren ve ziyaretçisi eksik olmayan Seyyid Ömer Efendi vefâtına kadar halka İslâm dînini ve Ehl-i sünnet îtikâdını anlatmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında kapısı örülüp, kapatılan türbesi günümüzdeziyâretçilerle dolup taşmaktadır.
SEYYİD RADIYYÜDDÎN ALİ;
Tasavvuf büyüklerinden. Seyyid Cemâleddîn-i Ezherî'nin talebesi, Sırrî Ali'nin üstâdıdır. İsmi Ali, künyesi Ebû Muhammed ve lakabı Radıyyüddîn'dir. Nâtıkî diye de tanınır. Tebrîz yakınlarında bulunan Uçyâr isimli köyde doğduğu bildirilen Seyyid Ali'nin, gençliği Tebrîz'de geçti. 1320 (H.720) senesinde Horasan taraflarında vefât etti. İmâm-ıAli Rızâ şehidliğinde medfûndur. Seyyid olup, nesebi hazret-i Hüseyin'e dayanır.
SEYYİD SÂLİH
Osmanlılar zamânında Anadolu'da yetişen evliyânın en büyüklerinden. İnsanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâda ve âhirette saâdete, mutluluğa kavuşmalarına vesîle olan ve kendilerine "Silsile-i aliyye" adı verilen büyük âlim ve evliyâların otuz ikincisidir. İsmi Muhammed Sâlih'tir. Babasının ismi Molla Ahmed'dir. Büyük velî Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin on birinci torunu ve Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin kardeşidir. Seyyiddir. Doğum târihi bilinmemektedir. 1865 (H.1281) senesinde Nehrî'de vefât etti. Kabri, ağabeyi ve hocası Seyyid Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin ayak ucundadır.
(Sitemizde Silsile-i Aliye 2’ de uzun uzn anlatılmaktadır. Lütfen oradan okuyunuz)
SEYYİD SEYFULLAH KÂSIM EFENDİ;
İstanbul’un büyük velîlerinden. İsmi, Seyfullah Kâsım bin Nizâmüddîn’dir. Doğum târihi belli değildir. 1601 (H.1010) senesinde İstanbul’da vefât etti. Kabri, Silivrikapı’ya giden caddenin sağ tarafındaki sed üzerindedir. Kabrin üzeri açık olup, etrâfı parmaklıkla çevrilidir.
SEYYİD ŞERÎF CÜRCÂNÎ
Büyük âlim ve velî. İsmi Ali bin Muhammed bin Ali Cürcânî, künyesi Ebü’l-Hasan’dır. SoyuPeygamber efendimize ulaştığından Seyyid Şerîf ismiyle tanınıp meşhur oldu. 1339 (H.740)târihinde Cürcan şehrine bağlı Tâku nâhiyesinde doğdu. 1413 (H.816) tarihinde Şîrâz’davefât etti. Türbesi, Savahan mahallesinde Vâkib Kabristanında olup, ziyâret mahallidir.
SEYYİD VELÂYET
Anadolu'da yetişen büyük velîlerden. Sevgili Peygamberimizin mübârek soyundan olup,
ismi, Seyyid Velâyet bin Seyyid İshak’tır. Silsile-i nesebi, Seyyid Muhammed Bâkır bin
Zeynel’âbidîn’e kadar ulaşmaktadır. 1451 (H.855) senesinde Bursa’ya bağlı Kırmasti
kasabasında doğdu. 1522 (H.929) senesinde İstanbul’da vefât etti. Evinin yakınında bulunan mescidin bahçesine defnedildi.
SEYYİD YAHYÂ EFENDİ
İstanbul velîlerinden. İsmi, Yahyâ Efendidir. Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır. İstanbul'da 1711 (H.1123) yılında doğdu. 1784 (H.1198) târihinde İstanbul'da vefât etti. Karacaahmed yakınında Seyyid Muhammed Ensârî mukâbilinde (karşısında) defn edilmiştir.
SEYYİDET SEKÎNE
Hazret-i Hüseyin'in Rebâb Hâtundan olan kızıdır. Esas ismi Ümeyme veya Emine olup Sekîne diye meşhûr olmuştur. Önce amcasının oğlu Abdullah bin Hasan ile evlenmiş; Abdullah Kerbelâ'da şehîd olunca da başka birisiyle evlenmişti. Vefât târihi belli değildir. Kabri Kâhire'de Karâfe kabristanında Seyyidet Nefîse'nin yanındadır.
SIBGATULLAH ARVÂSÎ
Gavs Hazretleri
Osmanlı âlim ve velîlerinden. Büyük âlim ve evliyâ Seyyid Tâhâ-i Hakkârî hazretlerinin talebelerindendir. İsmi Sıbgatullah olup "Gavsü'l-Âzam", "Gavsu Hizânî" veya "Gavs" lakablarıyla meşhûr olmuştur. "Arvâsî" nisbesiyle bilinir. Peygamber efendimizin neslinden olup seyyiddir. Babası, Seyyid LütfullahEfendi, dedesi Seyyid Abdurrahmân Kutub'dur. Doğum târihi bilinmemektedir. 1870 (H.1287) senesinde vefât etti. Kabri, Hizân'ın Gayda köyündedir.
(Sitemizde Silsile-i Aliye 2’ de uzun uzn anlatılmaktadır. Lütfen oradan okuyunuz)
SIBGATULLAH-I BERVECÎ
Tefsîr âlimi ve Hindistan evliyâsının meşhûrlarından. İsmi, Sıbgatullah bin Ravhullah b
Cemâlullah el-Bervecî'dir. Neseben, Resûlullah efendimizin torunlarından hazret-i Hüseyin'e ve hazret-i Hasan'a bağlıdır. Hem seyyid ve hem de şerîfdir. Nakşibendiyye yoluna mensûb olup, Medîne-i münevverede otururdu. Aslen İsfehanlıdır. Dedesi, oradan Hindistan'a hicret etti ve Bervec'e yerleşti. Seyyid Sıbgatullah, Hindistan'ın Bervec şehrinde doğduğu için; "Bervecî" nisbeti ile meşhûr oldu. Doğum târihi belli değildir. 1606 (H.1015) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti.
ŞEMSEDDÎN PÂNİ-PÜTÎ
(Hâce Şemseddîn Türk)
Hindistan’ın büyük velîlerinden. Hidâyet semâsının güneşi, mârifet denizinin kabaran dalgası, ilim deryâsı, hayâ ve hilm, yumuşaklık hazînesi, insanların kılavuzu, ünsiyet meclisinin açıcısı, darda kalanların sığınağı, yolda kalmışların delîli, yol göstericisi, kutb-i âzam, Hâce Şemseddîn Türk Pâni-pütî hazretlerinin babasının ismi Seyyid Ahmed’dir.
Şems-ül-Evliyâ, velîler güneşi ve Müşkül-ül-küşâ, zorlukların çözücüsü olarak tanınır. Türkistan’da bulunan Verşâne vilâyetindendir.
Doğum târihi tesbit edilemeyen Şemseddîn Pâni-pütî, 1336 (H.736) senesinde vefât etti. Seyyid olup hazret-i Hüseyin’in neslindendir.
ŞEREFÜDDÎN AHMED
BİN YAHYÂ MÜNÎRÎ
Hindistan'da yaşayan evliyânın büyüklerinden. Mahdûm-ül-Mülk Bihârî diye tanınır. Lakabı, Şerefüddîn olup, nesebi, Peygamber efendimizin amcalarından Zübeyr bin Abdülmuttalib'e dayanır. Dedesi, evliyâdan bir kimse olup, Halîl kasabasından, Bihar'daki Münîr kasabasına göç etti. Anne tarafından dedesi, Sühreverdiyye yolunun rehberlerinden idi. Bu dedesi, Kaşgarlı olup, sonradan Patna'ya bağlı Jathli köyüne geldi. Hazret-i Hüseyin'in soyundan olduğu için, seyyid idi. Şerefüddîn Ahmed'in; Halîlüddîn, Celîlüddîn veHabîbüddîn isimlerinde üç kardeşi vardı.
Şerefüddîn Ahmed, 1263 (H.661) senesinde Münîr'de doğdu. Hindistan'da Bihar şehrinde yaşadı.1380 (H.782)de vefât etti. Kabri de oradadır.
ŞERÎF TLEMSÂNÎ
Mâlikî mezhebinde, fıkıh ve kelâm ilimlerinde mütehassıs olan büyük âlimlerden, velî. İsmi, Ebû Abdullah Muhammed bin Ahmed'dir. Hazret-i Ali'ye dayanan nesebi şöyledir:
Muhammed bin Ahmed bin Ali bin Yahyâ bin Ali bin Muhammed bin Kâsım bin Hamûd bin Meymûn bin Ali bin Abdullah bin Ömer bin İdrîs bin İdrîs bin Abdullah bin Hasan bin Ali bin Ebî Tâlib (radıyallahü anhüm ecmain). 1310 (H.710) senesinde Tlemsân şehrinde doğdu. Aklî ve naklî ilimlerde, âlimlerin sözbirliği ile zamânının en büyük âlimi olduğu bildirildi. 1370 (H.771) senesinde vefât etti.
ŞEYH BABA RESÛL
Irak'ta yetişen evliyâdan. İsmi, BabaResûl bin Ahmed binAbdüssamed bin Süleymân Karadağî'dir. Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır. 1885 (H.1303) târihinde Süleymâniye kazasına bağlı Bîyden köyünde doğdu. 1946 (H.1366) târihinde Ebû Ubeyde köyünde vefât etti. Oradaki kabristanlığa defnedildi.
ŞEYH CELÂLÜDDÎN HÜRMÂLÎ
Irak'ta yetişen evliyâdan. İsmi Molla Celâlüddîn'dir. Seyyid olup, babası Seyyid Ali bin
Seyyid Ömer Hüseynî'dir. Soyu İmâm-ı Mûsâ Kâzım hazretlerine ulaşır. Şehrezûr'a bağlı Kayneyce köyünde doğdu. Doğumtârihi kesin olarak bilinmemektedir. 1815 (H.1231) târihinde Biyâre'de vefât etti.
ŞEYH KUTBEDDÎN
Samsun evliyasından. Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin torunu olduğu rivâyet edilmekte olup türbesi, Samsun Eski Mezarlıkta kendi ismini taşıyan câminin yanındadır. Hayâtı ve yaşadığı devir hakkında bilgi bulunamayan Şeyh Kutbeddîn hazretlerinin bir kerâmeti şöyle anlatılır:
1853 Rus donanmasının Sinop baskını sırasında 3-5 savaş gemisi de Samsun açıklarına kadargelerek şehri topa tutar. Şehirde karşılık verebilecek bir kuvvet de bulunmamaktadır. Ancak Şeyh Seyyid Kutbeddîn hazretlerinin bulunduğu eski mezarlıktan top atışları ile karşılık verilir. Rus gemileri de bir miktar hasara uğradıktan sonra çekilip gitmek mecbûriyetinde kalırlar.
ŞEYH MEHMED EMİN(Ramazan)
Anadolu velîlerinden. Mehmed Emin diye bilinirse de asıl ismi ŞeyhRamazan'dır. Kurtalan'a bağlı Kânimir köyünde doğdu. Hazret-i Hasan'ın neslindendir. 1991 (H.1412) senesinde vefât etti. Kabri Van'dadır. Kabri üzerine türbe yapılmış ve ziyâret mahallidir. Önce zâhirî ilimleri öğrendi. Sonra tasavvufta Şeyh Muhammed Kâdirî'ye talebe olup, sohbetlerinde kemâle geldi ve halîfesi oldu. Kendisi de pekçok talebe yetiştirdi ve hilâfet verdi.
ŞEYH MERZÜBÂN-I VELÎ
On üçüncü yüzyılda yaşamış velîlerden. Asıl adı Mahmud'dur. Merzübân lakabı sınır
muhâfızı, hâkim, pâdişâh anlamındadır. Peygamber efendimizin torunlarından olup seyyiddir. Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşması döneminde şeyhi, Tac'ül-Arifîn Ebü'l-Vefâ hazretlerinin mânevî işaretleriyle on ikinci asır sonlarına doğru Buhara'dan Anadolu'ya gelmiştir. Sivas ili Zara ilçesi yakınlarındaki Tekke köyüne yerleşerek halkı irşâda başlamıştır. Pekçok kerâmetleri görülmüştür. Anadolu Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubad, doğuda bir sefere giderken, yolu üzerindeki Zara'ya uğramış ve Şeyh hazretleriyle görüşüp kerâmetine mazhar olmuştur. Zara ilçesinin bugünkü yerinde "Zaro" isimli bir Ermeninin çifliği vardır. Ağa, sultanı akşam yemeği yedirmek için çifliğine dâvet eder. Yemekten sonra, 3-4 km uzakta bir ışığın yandığını farkeden Sultan, Zaro Ağaya ışık yanan yerde köy olup olmadığını sorar. Ağa da; "Köy yok efendim, fakat orada bir sarhoş adam var, civar köylerden avane toplayıp âlem yapıyorlar. Bu yüzden zaman zaman bizi de rahatsız ediyorlar." der. Zekî bir insan olan Alâeddin Keykubad, Ağa'nın bu sözlerinden şüphelenip;"Ağa, öyleyse o sarhoşa içki göndermek gerek." der. Sabahleyin bir katır yükü içki yükletip askerleriyle Şeyhe gönderir. Katır, Şeyhin Dergâhına yaklaşınca, daha ileri gitmez. Bunun üzerine içkiyi götüren asker, Şeyhe gidip; "Sultanın kendisine içki gönderdiğini, fakat katır yorulduğu için getiremediğini, içkileri gelip kendisinin almasını söyler." Şeyh hazretleri askere; "Sultanına selam söyle, gönderdiği içkiler yağ bal olsun, askerine yedirsin." der.
Asker geri döner, durumu Sultan'a anlatır. Katırdaki yükler indirilir, gerçekten de içkilerin yağ, bal olduğu görülür. Alâeddin Keykubad bu zâtın büyük bir velî olduğunu anlar, gidip elini öpüp hayır duasını ister. Kendisine istediği kadar arazi vakfeder. Şeyh de bu arazilerin gelirleriyle medrese kurdurup yüzlerce insan yetiştirir.
ŞEYH MESUT HORASANÎ
Urfa evliyâsından. Seyyid Ahmed Rufâî hazretlerinin torunu olduğu dışında hakkında bilgi yoktur. Türbesi Urfa'da olup ziyâret edilmektedir.
VÂNÎ AHMED EFENDİ
Vânî Tekkesi şeyhlerindendir. La'lizâde Şeyh Vânî Seyyid Ahmed Efendi diye tanınır.
Arabacı Bâyezid Câmiinde kürsü şeyhliği yapmıştır. Lâlezâr diye de bilinen Vânî Tekkesini inşâ ettirmiştir. 1801 de vefât edip tekkesinin yanına defn edilmiştir. Fâtih Silivrikapı da Zehgirci Kemal mescidi yakınlarında bulunan tekkesi günümüzde yıkılmış olup, arsası torunları tarafından odun satış yeri olarak kullanılmaktadır.
ÜSTÂD-ÜL-A'ZAM
Fıkıh âlimlerinden ve evliyânın büyüklerinden. İsmi,Muhammed bin Ali bin Muhammed bin Ali el-Hüseynî el-Hadramî, künyesi Ebû Ali'dir. Üstâd-ül-a'zam lakabıyla tanınmıştır.Seyyid olup, hazret-i Hüseyin'in evlâdındandır. 1178 (H.574) senesinde, Arap Yarımadasındaki Hadramût bölgesinin en meşhûr kasabası olan Terîm'de doğdu. 1256 (H.653) senesinde orada vefât etti.
UBEYDULLAH-I HAKKÂRÎ
Evliyânın meşhurlarından. Büyük âlim ve tasavvufta kutb-ı irşâd Seyyid Tâhâ-yı Hakkârî hazretlerinin oğludur. Babasının vefâtından sonra evliyânın meşhurlarından olan amcası Seyyid Abdullah hazretlerinin ders ve sohbetlerinde kemâle erdi. Tasavvufta yetişmiş ve yetiştirebilen bir rehber oldu. 1864'te amcasının vefâtı üzerine, Hakkâri'nin Nehri kasabası ile civârındaki insanlara rehberlik yaptı. Pekçok kimsenin saâdete kavuşmasına vesîle oldu.
Seyyid Fehîm Arvâsî hazretleriyle birlikte hacca gitmişlerdir. Bu hac seferinde çok şeylere kavuşmuştur. Büyük bir mürşid olmasının yanında, ayrıca emirliği de vardı. Çevresinde sözü geçen çok nüfuzlu bir zâttı. İran'a karşı, Urmiye Gölü çevresinde oturanlar ile birlikte harekete geçerek çok tesirli oldu. Bâzı sebeplerden Medîne-i münevverede daha sonra da Taif'te ikâmete memur edildi. Bir müddet sonraKâbe'yi ziyâret için Mekke'ye gitti. Kâbe'yi tavâf edip namaza durdu. İki rekat namaz kılarken secdede vefât etti. Mekke'de Muallâ Kabristanına defnedildi.
Ubeydullah-ı Hakkârî hazretlerinin; Seyyid Reşîd, Seyyid Alâeddîn, Seyyid Mazhar, Seyyid Abdülkâdir ve Seyyid Muhammed Sıddık adlarında beş oğlu vardır.
TÂCÜDDÎN İBRÂHİM HALVETÎ
Büyük velîlerden. İsmi İbrâhim, lakabı Tâcüddîn'dir. Seyyid olup, soyu Peygamber efendimize ulaşır. Kayseri'de doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1455 (H.860) târihinde Kayseri'de vefât etti. Kayseri'de kendi adı ile anılan Tâceddîn Mahallesi Etiler Okulu avlusundaki türbede yatmaktadır.
İbrâhim Halvetî hazretleri gençliğinde babasının işi gereği ticâretle uğraştı. Bu sebeple birçok yerleri dolaştı. Sâlih bir zât olan babası Cemâleddîn İbrâhim Efendi, Nakşibendî yolunda idi. Oğlunun da velî bir zâtın terbiyesine girmesini çok isterdi.
İbrâhim Halvetî bir gece rüyâsında ceddi hazret-i Ali'yi gördü. Hazret-i Ali efendimiz kendisine tebessüm edip, başına bir taç koydular ve; "Ey oğlum! Sen Halvetî büyüğü bir zât ile terbiye olunursun." buyurdular. İbrâhim Halvetî kalkınca, kendisine rüyâda bir işâret verildiğini anlayıp, bu yolun büyüklerinden birisine gitmek istedi. Şehri dolaşmaya başladı. Gezerken ticâretle uğraşan bir arkadaşı ile karşılaştı. O; "İbrâhim! Erzincan'a gidip malımızı orada pazarlamak isteriz. Arzu edersen sen de gel." dedi. Seyyid İbrâhim kabûl edip, yola çıktılar. Erzincan'a varınca, orada bir müddet kaldılar. Bir Cumâ günü câmiye gittiler. Câmide bir zât gönülleri alan sözler söyledi. Namazdan sonra İbrâhim Halvetî vâz eden zâtın elini öpmek için ilerledi. Yanına geldiğinde, o zât; "İbrâhim! Senin yetişmen Halvetî yolu iledir. Biz de o hizmetteyiz." buyurdu. Bunu işiten Seyyid İbrâhim derhal o zâtın ellerini öptü. O zâtın Pîr Muhammed Erzincânî hazretleri olduğunu anlayıp, talebesi olmakla şereflendi. Bütün mal ve mülkünü de dergâhın fakirlerine muhtaç talebelerine dağıttı. Hocasının verdiği vazîfe gereği nefsiyle mücâdeleye başladı. Kısa zamanda olgunlaşıp, icâzet, diploma aldı. Hocası onu insanlara ilim ve edeb öğretmesi için Kayseri'ye gönderdi. Giderken de;"İbrâhim oğlum! Bizim sana yapabildiğimiz, ecdadının haber verdiği şeyi teslim etmekti." buyurdu.
TÂC-ÜL-ÂRİFÎN(Ebü'l-Vefâ)
Evliyânın büyüklerinden olup seyyiddir. Künyesi Ebü'l-Vefâ, ismi Muhammed, lakabıTâc-ül-Ârifîn'dir. Kakis diye de anılır. Seyyid Ebü'l-Vefâ 1026 (H.417) senesi Receb ayınınon ikinci günü Irak'ın Kusende denilen mevkiinde dünyâya geldi. Seyyid Ebü'l-Vefâ, kerâmet ve hârikada asrının reîsiydi. Zamânın birçok âlimleri ondan istifâde etti ve feyz aldı. Binlerce talebesi vardı. 1107 (H.501) senesi Rebî'ülâhir ayının yirminci günü, seksen dört yaşında iken- Bağdat'ta vefât etti. Cenâzesini Adiyy binMüsâfir yıkadı, kefenledi ve defnetti.
Seyyid Ebü'l-Vefâ hazretlerinin babasının ismi, Seyyid Muhammed Arîzî olup, zamânının büyük velîlerinden idi. Yaşadığı beldenin hâkimi, seyyidlere çok eziyet vermeye başlayınca, orayı terk ederek Benî-Nercis kabîlesinin yaşadığı köye yerleşti. Bu kabîlede yaşayanlar, dînî yönden çok zayıf idiler. Seyyid Muhammed Arîzî, akşam, yatsı ve sabah ezânlarını okuyarak, namaz kıldı. Ezân sesini duyan oradaki halkın, cenâb-ı Hakk'ın izniyle, kalbleri yumuşadı ve hepsi namaz kılmaya başladı.
TÂHÂ-İ HAKKÂRÎ
Anadolu'da yaşayan büyük velîlerden. Silsile-i aliyye adı verilen, insanlara İslâmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların dünyâda ve âhirette seâdete, mutluluğa kavuşmalarına vesile olan büyük âlim ve velîlerin otuz birincisidir. Peygamber efendimizin neslinden olup Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin on birinci torunudur. Babası Seyyid Molla Ahmed bin Sâlih Geylânî'dir. Şihâbüddîn, İmâdüddîn, Kutbü'l-İrşâd vel-medâr lakaplarıyla ve Hakkârî nisbesiyle meşhûrdur. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerindendir. Doğum târihi bilinmiyor. 1853 (H.1269) senesinde Şemdinli yakınındaki Nehri'de vefât etti. Kabri orada olup ziyâret edilmekte, feyz ve bereketlerinden istifâde olunmaktadır.
(Sitemizde Silsile-i Aliye 2’ de uzun uzun anlatılmaktadır. Lütfen oradan okuyunuz)
VÂNÎ MEHMED EFENDİ
Hünkâr şeyhi denmekle meşhur velî. İsmi Mehmed'dir. Peygamber efendimizin soyundan olup seyyiddir. Aslen Van'ın Hoşab (Güzelsu) kasabasındandır. Babası Vânî Bistâm Efendidir. Van'da doğmuş olup, doğum târihi bilinmemektedir. Babasından dolayı Vânîzâde, kendisi Van'da doğduğu için de Vânî nisbetleri ile meşhûr oldu. 1685 (H.1096) târihinde Bursa yakınlarında Kestel köyünde vefât edip, orada kendi yaptırdığı câminin girişine defnedildi.
Y Â F İ Î
Büyük velîlerden. İsmi, Abdülkâdir Dücânî Yâfiî, künyesi Ebû Riyâh’tır. Nesebi, Cennet gençlerinin seyyidi hazret-i Hüseyin’e ulaşır. 1809 (H.1224) senesinde Beyrut’un Yafa'ya bağlı, Decin köyünde doğdu. 1877 (H.1294) senesi Rebî’ul-evvel ayının on dokuzunda,
Çarşamba günü Yafa’da vefât eti. Cenâze namazı büyük bir kalabalık tarafından kılınıp, Yafa kabristanına, amcası Şeyh Selim’in kabri yanına defnedildi.
YAHYÂ ŞİRVÂNÎ
Büyük velîlerden. İsmi, Yahyâ bin Behâeddîn’dir. Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır. Şirvan’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1464 (H.868) târihinde Bakü’de vefât etti. Kabr-i şerîfi Şirvan Şahlar Saray Külliyesindedir.
4. İMAM : ZEYNELÂBİDÎN ALİ
Tâbiînin büyüklerinden ve Oniki İmâm’ın dördüncüsü. İsmi, Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebî Tâlib’dir. Künyesi, Ebû Muhammed ve Ebü'l-Hasan’dır. Lakabı, Şeccâd ve Zeynelâbidîn’dir.
Hazret-i Hüseyin’in oğludur. Annesi, Acem pâdişâhının kızı Şehr-i Bânû Gazâle’dir. 666 (H.46) senesinde Medîne-i münevverede doğdu.
(Sitemizde 12 imam kısmında uzun yazılıdır. Lütfen oradan okuyunuz)
ZEYNELÂBİDÎN
Horasan'dan Anadolu'ya İslâmiyeti yaymak için gelen gâzi dervişlerden. Hayâtı ve yaşadığı devir hakkında bilgi bulunamayan Zeynelâbidîn hazretlerinin Onki imâmın soyundan geldiği rivâyet edilmektedir. Kabri Ankara'da Kale içinde olup ziyâret edilmektedir.
ZEYNELÂBİDÎN KAYSERÂNÎ
Anadolu’da yetişen büyük velîlerden. 1349 (H.750) yılında Medîne-i münevverede Rasas mahallesinde doğdu. Babası Seyyid Ahmed Şemsüddîn Efendi, annesi ise, Seyyid İzzeddîn Hasan Rıfâî’nin kızı Sâdiye Hanım’dır. Nesebi, yirmi dokuzuncu batında hazret-i Ali’ye ulaşmaktadır. Doğum yerine nisbetle Medenî, yerleştiği Kayseri şehrine nisbetle de Kayserânî denildi. 1414 (H.817) yılında Kayseri’de vefât etti. Kabri, Burhâneddîn Tirmizî
hazretlerinin türbesi içinde olup, ziyâret edilmektedir.