Tek Başına Caniler Sarhoşlar Konağını Basan Kahraman
Çerkes Hasan
(Vefatı, Şehadeti: 18 Haziran 1876)
Bir Mert Adam.
Cesur, Adam Gibi Adam
ÇERKES HASAN ŞEREFLİ
BİR KAHRAMANDIR
1859'da Çerkes kurultayı tarafından Hasan Huşt önderliğinde bir heyet İstanbul'a gönderildi. Bu heyetten dört zat İstanbul'da kaldı. Bunlar Şapsığ temsilcisi Huşt Hasan, Nathuaç temsilcisi Güstanokue İsmail, Abzah temsilcisi Barasbiy Hacı Hajbek ve Ubıkhların temsilcisi Zevş Barakay İsmail Bey'di. Bu ziyaret sonrasında İsmail Bey'e Trakya'dan geniş araziler ihsan edilmiş ve muhtemelen bu sırada kızı Neşerek, Sultan Abdülaziz'in annesinin isteği üzerine sarayda kalmış ve padişahla evlendirilmiştir. Fakat İsmail Bey'in memleketiyle ilişkileri sürmektedir. Diplomatik girişimler içerisindedir. 1862'de Çerkesya sorununu anlatmak üzere Paris'i ziyaret eden heyetin başkanlığını yapar ve Vitold Czartorysky refakatinde Londra'ya geçer. Avrupa'da halkının verdiği ümitsiz savaş için destek arar ve bir çok çevreden bu konuda söz alır. 1864 sonrası yenilginin kesinleşmesi üzerine İstanbul'a gelir ve Istablı Amire ( Saray Atları ) bölümünde çalışır kısa bir süre Büyük Çekmece Kaymakamlığı yapar ve en sonunda ailesinin ve maiyetinin yerleştiği Silivri'ye döner. Oğlu Hasan Bey de eniştesi Abdülaziz tarafından yetiştirilir kendisine subaylık rütbesi verilir. Biniciliği ve zekiliğiyle dikkat çeken Hasan Bey yetişmesi konusunda verilen emeği boşa çıkarmaz ve tüm İstanbul'da tanınan namlı biri olur. 1876 yılında Jön Türkler hareketi tarafından Yıldız Sarayı basılır, padişah tahttan indirilir. Baskın esnasında padişah hanımları taciz edilir ve güzelliğiyle tanınan Neşerek Sultan'ın yüzü boynunda altın taşıdığı gerekçesiyle açılır ve yağmur altında Üsküdar'a geçmek üzere kayığa bindirilir. Bu hali gururuna yediremeyen Hanım Sultan birkaç gün içinde vefat eder. Sultan Abdülaziz'e olan garazıyla tanınan ve "kinim dinimdir" diyen Hüseyin Avni Paşa ve kumpanyası bu fırsatı değerlendirip padişahı intihar süsü vererek öldürür. Kahve ocağına cenazesini atarlar. Oğlunun cesedi üzerine kapanan annesi hakaretlere uğrar, hatta kulakları kesilerek küpeleri alınır.
Eniştesi ve ablasının ölümünü hazmedemeyen Çerkes Hasan Mithat Paşa'nın Beyazıt'taki konağını basar ve Hüseyin Avni Paşa ile Hariciye Nazırı Reşit Paşa'nın da aralarında olduğu devlet adamlarından altı kişiyi öldürür. Askeri mahkemede yargılanan Hasan Bey olaydan iki gün sonra Beyazıt Meydanı'ndaki bir dut ağacına asılarak cezası infaz edilir. (18 Haziran 1876)
Onun idamı tüm İstanbul'da geniş yankı uyandırır ve adına şarkılar söylenir, ağıtlar yakılır. Çünkü haksız bir kalkışmanın mağdurlarının intikamını almıştır Hasan Bey. Onun için söylenen bir şarkı halkın bu mert adama duyduğu sevgiyi ortaya koyması açısından kayda değerdir.
Aksaray'dan kar geliyor,
Ben sandım ki yar geliyor.
Çıktım baktım pencereye
Çerkes Hasan can veriyor.
Beyazıt'tır meydan yeri,
Hanımların seyran yeri
Çerkes Hasan'ı astılar
Sol yanında ferman yeri.
Babası İsmail Bey'in Silivri Piri Mehmet Paşa Camii haziresindeki mezar taşı kitabesi şu şekildedir:
"Müddet-i ömrünü gaza ve cihada vakfedip, Çerkezistan'ın düşman eline geçtiği zaman kabail-i Çerakesenin hicretleri esbabı istihsale sarf-ı mikdar eylemiş ve taallükati için Alipaşa kariyesini teşkile ve Büyük Çekmece kaymakamlığında hüsnü memuriyete muvaffak olmuş olan Istabl-i Amire payelülerinden Ubıkh kabilesi ümerasından Zevş Burakzade Gazi Ismail Bey'in ve civarında medfun harem ve evlad ü akrabaları ervahı için rızaen lillahil Fatiha... 1292"
Halkımızın verdiği ölüm kalım savaşının adı yad edilmeyen kahramanlarından olan İsmail Bey'in oğlu Hasan Bey Edirnekapı Şehitliği'nde yatıyor ve baş ucunda
"Meşahir-i ümera ve guzat-ı Çerakese'den Zevş Barakayzade Ismail Bey'in mahdumu olup Mekteb-i fünun-u Harbiye'de ikmal-i tahsil eyleyerek kolağalık rütbesini ihraz eylemiş iken genç yaşında veliyyü nimeti uğruna feda-yı can eyleyen merhum ve mağfur Çerkes Hasan Beyin ruhu için Fatiha. 1293 " yazıyor.
Yazık ki onurla yaşamış, onuru için yurdunu terk etmiş ve yeni yurtlarında baş tacı edilmiş bu aile Şınkuba'nın "Son Ubıkh" adlı eserinde çok farklı bir tarzda sunuluyor. Dolayısıyla Ubıkhlar'ın Türkiye'ye göçü ve burada yaşadıkları da saptırılarak anlatılıyor. Politik kaygılarla kaleme alınmış ve tarihin zalim dediklerine mazlum, onurlu dediklerine onursuz diyen bu kitap bu gün yeni neslin hafızasında da yanlış kanılar oluşturuyor, yanlış sonuçlara vardırıyor.
Zevş ailesi halen Silivri'de yaşıyor ve dedelerine ihsan edilen arazinin kırk üç bin dönümünü ellerinde tutuyor. Bugün onlar için Ubıkh olmak fazla bir şey ifade etmese de kendilerine bir soydaşlarının yazdığı kitapta yakıştırılan çirkin ithamları hak etmiyorlar.
ÇERKES HASAN VAK’ASI
Abdülaziz Hanın tahttan indirilmesinde ve öldürülmesinde önemli rol oynayan hüseyin avni paşayı öldüren subay. 1850 senesinde silivri’de doğdu. babası ismail bey, rus zulmunden dolayı kuzey kafkasya’dan anadolu’ya yerleşmiş bir çerkes beyi idi.
çerkes hasan, 1864’te kardeşi osman beyle birlikte bahriye idadisine girdi. sonra bu okulun kara kısmına geçerek teğmen oldu. subay çıktıktan sonra bir yandan atıcılığı ve biniciliği ile padişahın takdirini kazandı. aynı zamanda ablası neşerek kadınefendi, abdülaziz’in eşi olduğu için kendisi de padişahın kayınbiraderi oluyordu. şehzade şevket efendi ile esma sultanın dayısıdır. bu yüzden abdüzaziz hanın büyük oğlu yusuf izzeddin efendinin yaverliğine getirildi.
bu sırada 30 mayıs 1876 günü sultan abdülaziz birkaç devlet adamının planlaması ve batılıların da kışkırtmalarıyla tahttan indirildi. bunların başında “kinim dinimdir!” diyecek kadar kindar olan hüseyin avni paşa geliyordu. hasan beyin ablası neşerek kadınefendi, sultan abdülaziz hanın halledildiği gün, dolmabahçe sarayından topkapı sarayına nakledilmesi esnasında mücevher sakladığı şüphesiyle omzundaki şal, padişahın gözleri önünde çekilip alınarak hakarete uğramıştı. kadınefendi, omuzları açık olarak boğazı geçmiş ve hastalanmış, sultan aziz’in ölümü üzerine de şok geçirerek 11 haziran günü vefât etmiştir.
hüseyin avni paşa, hal’den sonra çerkes hasan’ın istanbul’da birinci orduda bulunmasını tehlikeli görmüştü. bu sebeple kolağası (kıdemli yüzbaşı) rütbesiyle onu merkezi bağdat’ta olan altıncı orduya tayin etmişti. ancak hasan bey gelişen olaylar üzerine bağdat’a gitmeyi reddetti. bilhassa ablasına karşı yapılan muamele kendisini son derece sarsmış olup, hüseyin avni paşaya haddini bildirmeye karar vermişti. bağdat’a gitmeyi reddeden hasan bey tutuklandı ise de, gideceğine söz verdiği için serbest bırakıldı. hasan bey eniştesi olan ateş mehmed paşanın cibali’deki evinde halasının yanında oturuyordu. bekardı. bu konağa gidip baştan aşağı silahlandı.
abdülaziz hanı öldürten paşalar, başarıları şerefine midhat paşanın beyazıt'taki konağında 15 haziran gecesi toplanmışlardı. bu sırada çerkes hasan bey konaktan içeri daldı. üniformalı olduğu ve sarayla ilgisi bulunduğu için haber getirdi zannetmişlerdi. bu sebeple kolayca konağın üst katına çıktı ve elinde tabancalarından biri olduğu halde kabinenin toplandığı salona daldı: “davranmayın!” diye bağıran hasan bey aynı zamanda tabancasını ateşleyerek hüseyin avni paşayı göğüs ve karnından vurdu. paşalar korku içinde bitişik odaya sığınırlarken hüseyin avni can havliyle kendini sofaya attı. lakin hasan bey onun işini bitirmeye azmetmişti. üzerine yürürken beline sarılan ve kendisini durdurmaya çalışan bahriye nazırı kayserili ahmed paşanın ellerini ve kulaklarını doğradı. aynı zamanda avni paşanın üzerine çökerek kamasını birkaç defa karnına sapladı. avni paşayı öldürdükten sonra salona dönen hasan bey hariciye nazırı raşid paşayı da öldürdü. bu sırada yetişen askerler tarafından yaralı olarak tutuklandı. merdivenlerden inerken bahriye kolağası şükrü beyin hakareti üzerine birkaç manga asker arasında çizmesine sakladığı küçük tabancasını çıkarıp gozunden vurarak onu da öldürdü. mithat paşa Cerkes Hasanin elinden zor kaçmıştır . dolaba saklanan mithat paşa yakın arkadaşı hüseyin avni paşanın sonuna uğramamıştır.hadiseyi işiten ingiliz büyükelçisi sir henry eliotte; “midhat paşaya bir şey oldu mu?” diye sormuştur. çünkü, sultan abdülaziz' in tahttan indirileceğini bilen dört kişiden biri de bu büyükelçiydi. midhat paşa ve hüseyin avni’nin saimmi arkadaşıydı.
yaralarını tedavi ettirmeyen hasan bey, kısa süren duruşmasından sonra idama mahkum oldu ve ertesi gün beyazıt meydanında idam edildi. diktatör hüseyin avni paşanın ölümü halk arasında sevinçle karşılandı. çerkes hasan’a ise o nispette acı duyuldu ve gönüllerde millî kahraman olarak yerleşti.
edirnekapı’ya defnedilen çerkes hasan beyin demir parmaklıklı mezarının büyük taşında “ümerâ ve guzât-ı çerâkiseden ismâil beyin oğlu olup, harb okulunu bitirip, kıdemli yüzbaşı rütbesindeyken genç yaşında velînîmeti uğrunda fedâ-yı cân eden çerkes hasan beyin kabridir” yazılıdır.
mekteb-i harbiye mezunu bir subay olmasına rağmen, galata ve beyoğlu'nu haraca bağlamış tipik bir istanbul kabadayısı olan çerkez hasan'ın böyle bir olaya kalkışacağı öngörüldüğünden, 14 haziran'da tutuklanarak bağdat'a gönderilmesine karar verilmişti. ancak, ertesi gün yola çıkacağına söz verdiği için salıverilen çerkez hasan savunmasında; hüseyin avni paşa'yı abdülaziz'in tahttan indirilmesinde birinci derece rolü olduğundan, ahmed paşa'yı da tahttan indirme sırasında dolmabahçe sarayı'nın denizle bağlantısı kestiği için öldürmeye karar verdiğini anlatmıştı. güya öyle bir şey yapmak istiyordum ki, ibret olsun, bundan sonra kimse padişah hal edemesin. aynı zamanda devlet büyüklerinin yeter derecede korunmadıklarını da eylemli olarak kanıtladım sanırım bundan böyle maiyetlerinde bulunanlara ve korumalarına önemli ölçüde dikkat edeceklerdir demişti.
bazı kaynaklar, çerkez hasan'ı diktatörce tavırları ile meşhur olan hüseyin avni paşa'yı saf dışı etmek isteyen meşrutiyet yanlısı mithad paşa'nın kışkırttığını iddia ederler. olay sırasında çerkes hasan'ın mithat paşa'ya saldırmaması bu iddiayı destekler niteliktedir.
2. Abdülhamid Han Hazretleri çerkes hasan'ın beyazıt meydanında asıldığı dut ağacını kökünden söktürmüştür.
sorgusunda “nefsim için değil, millet için yaptım” demiştir." Ki doğru söylemiştir. Allah rahmet eylesin.
Cerkes Hasan Beyi rahmetle minnetle yad ediyorum. Onu kötüleyen kurum kuruluş şahıs ve kitapları da kınıyorum, insafa ve izana davet ediyorum.
Geniş Bilgi İçin:
Eshabı Kiram Kitabı . Abdulaziz Han maddesi